Hava o gün diğer günlerden daha soğuktu. Daha karanlıktı. Hafifçe esen rüzgar bile alışılmışın dışında tüylerimi ürpertiyordu. Her zamanki gibi yine fakülteden çıkmıştım. Gördüğüm manzara ise aynıydı. İşten çıkmış evlerine koşan insanlar, kenarda duran simitçiden simit alan çocuklar , el ele tutuşmuş yürüyen sevgililer... Fakülteden çıktıktan sonra eve gitmem gerekiyordu. Ama o gün gitmek istemedim. O gün son bir ayda yaşadığım rutin hayatı değiştirecek önemli bir karara varacağımı bile bilmiyordum. Sıradan, sıkıcı, aynı olan hayatımı. Yürümeye başladım. Nereye gideceğimi bilmiyordum. Sadece rotamı ters yöne çevirmiş, kendimi karanlığın içinde geçerken bulmuştum. Olabildiğince hızlı yürüyordum. Hızlı yürüyordum çünkü odaklanacağım tek şeyin hız olmasını istiyordum.Başka bir şey düşünmek istemiyordum. *** Anı yaşamaktan korkmayın. Unutmayın hiçbirimiz bir daha gelemeyeceğiz hayata. Yazar J. Borges in dediği gibi; "Neşeli olurdum ilkinde olmadığım kadar, çok az şeyi ciddiyetle yapardım."