Tıklım tıklım insanlarla dolu bir şehir, sadistçe işlenmiş cinayetlerle sarsıldı. İlginç kaçırılmalar,peşine düşülen cinayetler ve hepsinin arkasında çıkan koskocaman bir gizem. Murat için hayat gayet sıradandı, bir cinayet masası adamı için ne kadar sıradan olabilirse tabi. Taki liseli kızların kaçırılması ve seri cinayetlere tanık olmaya başlayana dek. Bazı cinayetler vardır ki Lecter tarzında işlenmiş fakat ilginç olan, katil beklenenin aksine olayların içinde olmayıp kurbanlara yakın olan müritleriyle her zaman temas halinde ve işini birinci elden yaptıran kapalı kapılar ardında bir psikopat oluşu. Bu ne kadar işiniz dahi olsa profesyonel biçimde planlanmış seri cinayetler,sınır tanımayan bir hayal gücü, kusursuz bir kurgu, tüyler ürpertici cesetler,nefes nefese kalınan bir gerilim karşısında ne kadar soğuk kanlı olabilirsiniz ki?
Atatürk Caddesi'nde ki bir apartman dairesinde yatağında kafası kesilmiş bulunan bir öğretmen, kayıp bir cinayet bıçağı, ne olduğu belli olmayan peçetede ki kalıntılar, beklenmeyen bir katil ve büyük bir yanılsama... Kabuslar sona erdi düşünülürken yeniden ortaya çıkan seri katil işleri boka çevirir, masada bir zarf ve içinden çıkan parçalanmış ceset fotoğrafları ve nereden çıktığı belli olmayan bir MUAMMA.
O gerçeği istiyordu; katil ise onu! Bulunmayı bekleyen deliller ve sorgulanması gereken kişiler, kayıp bir kız ve arkası kesilmeyen cesetler... Karanlık gecelerin ortaya çıkardığı akıl almaz bir gerçek... Bazılarının ihtiyaçları uğruna işlenen cinayetler. Bu heyecan dolu hikayede MUAMMA'nın kim olduğuna inanamayacaksınız...
"Kahretsin! Bu nasıl bir sistem!?"
Sinirle arkama yaslanıp ellerimle yüzümü avuçladım. Saatlerdir sisteme giriş yapmakla uğraşıyordum ama bir türlü giremiyordum. Sistemleri fazla kuvvetliydi. Hemde bir şirkete göre fazlasıyla kuvvetliydi. Bu daha çok şüphelenmeme neden oluyordu.
Tam tekrar deneyeceğim sırada telefonum çaldı. Arayan Maske idi. Telefonu hızlıca açtım.
"Ne buldun?"
Ses değiştirme cihazını kullanıyordu. Bu yüzdende sesi çok cızırtılıydı.
"Daha giriş yapamadım."
Yürek yedim belki de ama doğruyu söylemiştim.
"Şafağa kadar kayda değer bir şey bulamazsan kendine kaçacak delik ara."
"Efendim, sistemleri çok güçlü. Normalde bu kadar uzun sürmezdi. Lütfen, biraz daha süre verin."
"Sana yeterince süre verdim."
"Bir gün daha efendim. Lütfen."
Telefondan cızırtılı sesler gelmişti. Sanırım nefes veriyordu.
"Yarın şafağa kadar vaktin var."
Bir şey dememi beklemeden telefonu suratıma kapatmıştı. Hızla tekrar işe koyuldum. Umarım yarın şafağa kadar kayda değer bir şey bulabilirim...
(Bu kitabı okuyan/okuyacak olanlar size başta saçma gelse de sonradan ileriki bölümlerde ne olduğunu, neden olduğunu açıklıyorum! Çok saçma, bu ne ya, ne alaka, tarzında yorumlar yapmadan önce sabırla diğer bölümleri okumanızı rica ediyorum! Arada sırada yine de saçmalıklar olabilir, ki bu çok normal bir sürü kitapta var, onlar içinse şimdiden özür dilerim!)
*
17/02/2023 Notu: Kitap düzenlenmiştir!
*