Odada ki tek canlılık belirtisi bana sarılan Joe'ye aitti "Joe, odada kiminle konuşuyordun?" onunla göz teması kurmak için elimdeki kutuyu bir kenara bırakıp yere çömelmiştim bana şaşkınca bakarak "Nasıl yani Jane? Abimle konuşuyorum baksana, oyun oynuyorduk." sözünü bitirdiğinde kulağıma eğilip fısıldayarak "Ama biraz farklı gözüküyor, çok garip davranıyor. Kavga mı ettiniz?"
Ona şaşkınlık ve hüzünle bakıp "Joe, abin" gözlerimi kapatıp bir süre ne diyeceğimi ölçüp biçmiştim fakat bunu yumuşatmamın pek bir yolu yoktu "Joe abin odada yok canım o git-" cümlemi tamamlayamadan dizlerimin üstüne düşüp karşımda bana anlamayan gözler ile bakan Hector'un kardeşine sarılmıştım "Canım o gitti, geri gelemez..." bir hışımla ona sarıldığım kollarımın arasından çıkıp sinirle bağırmaya başlamıştı ben ona şaşkınlıkla bakarken o ise hala bağırıyordu "HAYIR! ABİM BİR YERE GİTMEDİ! ORADA İŞTE BAKSANA BAK YERDE OTURUYOR." diyerek kendini yatağa yaslayıp ağlamaya başlamıştı derince iç çekerek yanına gitmiş bende onun gibi sırtımı yatağa yaslamıştım.
"Çok üzgünüm Joe... Keşke elimden birşey gelse ama yapamıyorum." elimi omzuna atıp kendime biraz daha çekmiştim o ise burnunu çekerek gözünü koluna silmişti "Ama Jane abim karşında ya t-tam olarak sana bakıyor..."
Yıllar önce başlayan bir ayrılık hikayesi.
Daha doğduğu gün ölüm emri verilen bir kız.
Sırlarla dolu bir hayat.
Nefret duyulan bir beden ve sevgiye muhtaç bir kalp.
Yıllardır dedeleri tarafından kadınlara karşı bir nefretle büyüyen dört abi ve bir kardeş .
Kız çocuklarını bir utanç kaynağı olarak gören bir baba.
Yıllardır öldüğünü bildiği kızı için içi yanan bir anne.
Ve ailenin değerini bilen masum bir kız.
Peki sizce bu sekiz kişi onca engele rağmen aile ola bilecek mi?
"Aşiretmiş " sırf kız çocuğu olarak doğduğu için bilinmeyen biri tarafından ölüm emri verilen lakin ağasının emrine rağmen bir masuma kıyamayan bir kahya ile başlayan bir gerçek ailem kurgusudur.