Hey. Ben, Çağla. 17 yaşındayım. Yasaklar, kurallar ve zorunluluklar arasında kahkaha atmayı sürdürmeye çalışan bir gencim. (Eğer merak ediyorsan, bu konuda başarılıyım.) Bana sunulan bir kaç özgür saati zihnimi bir kitabın yumuşak sayfalarına teslim ederek geçiriyorum. Bir kaç klasik müziğin hırçın keman sesini veya narin piyano sesini duymazsam asla uyuyamam.
İlginç bir talihim var ki, hep, daima ve değiştirilemez bir şekilde erkekler tarafından terk edilmek kaderim. İsteğim bunu değiştirmek ve tüm kadınların istediği gibi (hadi ama, hayır diyorsan yalan söylüyorsun) gerçek aşkı bulmak. Ve burada bir kitap yazmak, babamı bulmak, üniversiteyi kazanmak zorundayım.
Sanıyorum ki tam da bu yıllarda, özellikle de bu yıl; hayatım parmaklarımın arasında şekillendirmekle yükümlü olduğum bir oyun hamuru. Acele etmezsem kaybederim.
Ki benim kaybetmeye hiç ama hiç niyetim yok!
Miray sırların, yaşamın ve ölümün kilit noktası olan o kişi. Her şeyin başlangıcı ve belki de her şeyin sonu.
🗝️
6 yaşında ailesi tarafından terk edilen Miray, yıllar sonra babasıyla karşılıyor ve böylelikle hayatında yüzleşmeye belki de hiç hazır olmadığı şeylerle yüzleşiyor. Miray, çok büyük bir oyunun döndüğünün farkında fakat o, oynamayı red ediyor. Yöneticiyi arıyor. Yönetici ise planını gerçekleştirdığinde, asıl yıkım ve oyunun o zaman başlayacağının farkında değil. Çünkü Miray, yalnız değil. En yalnız kaldığını sandığı anda bile.
❝Çığlıklarını duyuyorum. Yardımım için yardımın gerek, Kimsesiz.❞
.
.
.
.
Her okuyucuya hitap etmeyebilir.