İslâmî bir kurgudur...
"Oruç yemek yememek, su içmemek gibi görünebilir fakat bundan ibaret değildir. Dilin yalandan, gözün haramdan, elin yanlıştan, burnu haram kokulardan, kulakların hayırsız sözlerden korumaktır. Oruç sadece yemek yemeyerek tutu-" Ani bir biçimde doğrulup sesini yükseltirken irkilerek sustum. Üç gündür bu evde nasıl duruyor anlamış değildim.
"Anlatma bana. Beni senden ayıracak hiçbir şey anlatma bana! Seni özlüyorum! Özleminden ölüyorum!" Sesi konuştukça- pardon. Sesi anırdıkça yükselirken korkuyla yerimden doğruldum. Ses evi inletirken Umut'un bunu duymaması için kış uykusunda olması gerekir. Gözleri kararmış adam üzerime hırslı bir adım attığında korkuyla geri çekildim. Anlındaki damar sekerken onun böyle zıvanadan çıktığını görmek gerçekten güç bir meziytti.
"Sakin ol ve odamdan çık. Ben demedim sana yemin et." Dedim sakinlikle. Fakat o şuan nefes alsam bile üzerime atlayıp beni parçalayacak olduğundan ne dediğimin bir önemi yoktu.
"Seni boğana kadar severim Ebrar. Nefessizlikten çok zevkle çırpınırsın ama seni bırakmam!" Diye hırladığında eskiden olsa bu cümlesine verecek çok cevabım varken şimdi sadece utançla başımı eğdim. Ne diyebilirim ki? Uzun süreli hatta bana zamanın durduğunu bile düşündüren sessizlik oldu. Benden uzak durmasını söylediğim adamın sözlerine hayıflandım.
"Yalvarıyorum. Şu nikahı benimle yap. Dayanamıyorum. Yalan söylediğimi gördün mü hiç Ebrar? Hiç dayanamadığımı duydun mu? Samimiyim. Lütfen. Yalvarıyorum." Kalbim tir tir titredi. O an kapı tıklandı.
_
Yayın tarihi: 12.07.2022
Final tarihi: 06.11.2022
-" Elinde ki yüzükle birlikte benim altıma yatamazsın küçük hanım..."
Sağ elimde değerini yitirmiş yüzüğümü çıkarıp bar tezgahına koydum . Akına son vedamı içimden yaparken Savaş çoktan dudaklarıma gömülmüştü ...
๑๑๑๑
♡♡♡♡
+18