"Kalbine dokun,elini kalbinin üzerine koy ve bir söz ver bana. Hiç bitmeyecek olan bu zorlu yolda benimle birlikte ruhunu ateşte cayır cayır yakmaya hazır mısın?" Soluklarının arasında net olan ses tonu beni korkutmuyor değildi. Bir yanım ruhumu hiç düşünmeden ellerimle o ateşe atmayı istiyordu. Bu isteğimi kötü şeyler olucak diye sayıklayan hislerimle bastırmaya çalıştıkça isteğim daha da artıyordu. "..." Hala telefonun başındaydı sessizliğin bastırdığı ortamda nefes seslerini duyuyordum. Soluklarını kesik kesik alıyordu. Bir cevap bekliyordu o da bende... Kalbimin üzerinde olan elime kaydı gözlerim. Nefes alış verişlerimiz senkronize olmuştu. Onunla birlikte nefes alıp veriyordum. Nefesim kesiliyordu her nefes alışımda içimdeki merak nefesimle birlikte ruhuma yayılıyordu. "İkimizde neyi istediğini biliyoruz. Hissediyorum içinde büyüyen yangını. Senin beni hissedebildiğin gibi bende seni hissediyorum." Sesindeki netlik aynıydı. Tek düze konuşuyordu. Sanki bu konuşmaları daha önceden kafasında planmamış gibiydi. Biliyordu... Onu sevdiğimi ona deliler gibi aşık olduğumun farkındaydı. Sadece oyun oynuyordu. Kendi aşkına karşılık benim ruhumun tamamını istiyordu. Ruhumu ona teslim etmişken bunu istemesi garipti. "Deneyelim" Dedim. Binlerce defa yaşadığımız aşkı...
4 parts