İmkansızlık nedir Lena ?" Dedi.Sonra yavaşça soludu.Konuştu: "Benim doğama göre en büyük hakaret... Ve ben bu hakareti yudum yudum içmekten zevk alıyorum." Kanımın donduğunu hissettim.Kolları arasında bulunduğum adam bir canavardı.Fakat söylediği sözler hem sadist hem de mozaşistçe zevk vericiydi.Tutku onun dünyasında korkudan ve acıdan ibaretti.Peki acıyan ve korku duyanlar kimdi ? "Acı veren bir korku ve bir o kadar da korku veren bir acı... Mantık bunun neresinde ? Ben bunun neresindeyim ?" Dedi.Bana soru soruyor gibiydi ama kendi kendine edilen bir tartışmanın diyalogları gibiydi sözleri.Şimdi ona ne demeliydim ? "Belki de nerde olduğunu bilmediğin sen değilsindir." Dedim. "Belki de benim nerde olduğumdan emin değilsindir." Diye devam ettim. Adem elması aşağı yukarı hareket etti. Bu görüntü her zaman mükemmeldi. Ancak onun mükemmelliği fazlasıyla tehlikeliydi. "Sen söyle o zaman bana." Dedi. Dudaklarıma baktı.Dudaklarını birbirine bastırıp yeniden yutkundu.Sonra güneşin doğumunun resmedildiği pahabiçilmez tabloyu yeniden gözlerimin önüne serdi. "Nerdesin ?" Dedi.Tonlamasına karışan sinsi bilinmezlik ve caydırıcı merakını hissettim.Yutkundum.Nefes almakta zorlanıyordum.Ellerinin baskısı artıyor ve ben sanki boğuluyordum. "Bir süredir sende." Dedim.