
Her şeyin kurtarıcısı Adem elması gibi önümde duruyordu ama dokunamıyordum. Dört elementi üzerinde taşıyan bu taş kim bilir gerçekten de Adem elmasıydı o kadar kudretli duruyordu ki insanı cennetten koparacak kadardı. Sürekli dönen taşın gözlerimde kendini çizmesi çok hoştu. Taşın altındaki aynadan benle bakıştım. Hırsla ve şevkle bakıyordum. Taşın enerjisi kendine çekiyordu ve elimi istemsizce taşa doğru uzattım. Aramızda santimetreler olmasına rağmen suyun serinliği ve ateşin sıcaklığı elimi cılızca yalıyordu. Tam dokunacakken aynadaki mor gözlerle karşılaştım. Aynalarla dolu bu odada ne görevimi ne de aşkı hiçe sayamazdım. Her şeye rağmen bana güvenmişti ve burayı göstermişti. Şuan bu taşı alıp kaçabilirdim. Kimse bu deliliği yapabileceğimi düşünmezdi en azından mor gözlerin sahibi uyanana kadar... Elimdeki şırıngayı biraz daha da çok sıktım. Başımı kaldırıp ona tekrar baktım. Boş gözlerle beni izliyordu sanki ne yapacağımı biliyordu ama bir umut arıyordu güvenmek istiyordu. Yıllarca yasak elma olayı anlatılıp durdu ve kimi keşke demeyi tercih etti kimi lanet etmeyi şimdi ben o durumdaydım, o da mı böyle hissetmişti? En sevdiğine -tanrısına- karşın sınırsız güç ve kudret ... İnsanoğlunun doyumsuzluğu cennette başladı cehennemde biterdi. Kaç milyon yıl önce neyse şimdi de oydu. Kartlar tekrar aynı şekilde elimize verilmişti ve Ademoğlu atasının bulunduğu durumda tekrar kumar oynuyordu...All Rights Reserved