Her şey değişir, ama hiçbir şey yok olmaz.
Canım acıyordu,ruhum çığlık çığlığa bağırıyordu.Biraz daha öldüğümü hissettim usul usul ve yavaşça yok oluyordum.Hak etmişmiydim tüm bunları?
Hayır etmemiştim, kimse böyle öldürülmeyi hak etmezdi.
"Nasıl yaptın bunu bana,değdimi?"
Duygusuz gözlerle bana bakıyordu.Karşımdaki bu adamı tanıyamıyordum artık,kimdi bu?
"Zor olmadı.Sevgiye aç olan ruhun işimi kolaylaştırdı"
"Mutlu olmalısın o halde,çünkü sevgiye aç olan ruhum artık acıyla besleniyor"
Arkamı döndüm onun gözleri zehirdi artık bana.
Tekrar fısıldadı o ses zihnimin içinde;Her güzel şey biraz zehirdir.
Gözleri gibi zehir akıtan dili susmadı.
"Değdimi diye sormuştun ya, sonuna kadar değdi hemde"
Son kez kanadı ruhum,son kez çarptı kalbim.Son defa baktım gözlerine.
Canımı saran sevdası şimdi yakıyordu beni en derinden.
Kapattım gözlerimi,ilk yanışım değildi bu ama biliyordum son yanışım olucaktı.
Araladım her şeyin son olduğunu bilerek dudaklarımı.
"Değsin,değsin ki boşuna yanmış olmayayım.Değsin ki boşuna yakmış olma beni kehribarlarının ateşinde,çünkü artık sen okyanus olsanda,ben gelip söndürmem kalbimi sende"
KİTAP TÜM HAKLARIYLA ŞAHSIMA AİTTİR. ÇALINMASI,KOPYALANMASI VEYA ESİNLENİLMESİ DAHİLİNDE GEREKEN YAPILICAKTIR.LÜTFEN KENDİ EMEĞİNİZ OLMAYANA EL UZATMAYINIZ!
Yağmur yağıyor, her yeri sel alıyordu. Sokaktaki insanlar ıslanmamak için oradan oraya koşuyor, trafik arabalar sayesinde tıkanıyordu. Şemsiyesi olan insanlar rahat bir şekilde yolda yürüyordu. Şemsiyesi olmayanlar ise şanssızdı. Yağmurdan ıslanmamak için korunacak yer arıyorlardı.
Şemsiyesi olmayan, elinde kalın hukuk kitapları, üzerindeki deri ceketi ile rahatça yürüyordu İzem. Acelesi yoktu. Islanmayı seven biriydi. Küçükken babası onu sokağa attığında yağmurun altında kendi kendine eğlenir, biriken suların üzerine zıplardı.
Uzun kahverengi saçları ıslanıp birbirine karışmıştı. Elindeki hukuk kitapları çantasına sığmadığı için elinde sımsıkı tutuyor, ıslanmamaları için boynundaki kahverengi atkıyı kitaplarına siper ediyordu.
İzem Karasu.
Üniversite son sınıf öğrencisiydi kendisi. Yirmi üç yaşında, geleceğinin hayallerini kuran ve başarılı bir savcı olmayı hedefleyen bir hukuk öğrencisiydi. Son yılının bitmesine ve mezun olmasına sadece aylar kalmıştı.
Metro durağına inen yürüyen merdivenleri görene kadar normal hızda yürümeye devam etti. Yürüyen merdivenler gözüne çarpar çarpmaz adımlarını hızlandırdı.
İzem dışarıdan çok sert görünürdü. Bakışları her zaman insanlara nefretle bakardı. Oysaki sıcakkanlı biriydi. Sevdiklerine karşı çocuksu olurdu. Merhametli ve sevecendi. Soğuk olduğu insanlara acımazdı.
Metro durağına geldiğinde metro gelmişti bile. İnsanlar birbirlerini ittirerek metroya ulaşamaya çalışıyordu. Sanki birbirlerini itmeseler metroya binemeyecek gibi bir halleri vardı.
.....