Hava soğuktu. Eylül ayı gibi değildi. Rüzgar esiyordu ama yinede güzel di hava. Arada saçlarım yüzüme doğru geliyordu ve gerçekten çok zorluk çekıyordum simidimi yemekte. "Biliyormusun, bazen bir insanı deniz gibi seversin. Her huyu güzeldir, denizin, gökyüzünün mavisi gibi. Mavi çok güzel bir renktir; her tonu güzeldir, ama aslında bir renkten de fazladır. Seversen sadece maviyi seveceksin ve siyahı unutacaksın. Ama kötü olan ne biliyormusun? Gökyüzü ve Denizin aynı renkte olmalarına rağmen birleşemedikleri. Sonu olmayan bir gökyüzü olmayı asla istemem. Benim tek istediğim senin okyanus, benimde deniz olmam." Bir kaç saniye sessizlik çöktü. İlk ne dediğini anlamaya çalıştım. Bu şimdi bir aşk itirafı değil dimi? Ne diyeceğimi bilemedim. Gerçekten bir şok geçirmiştim. Bana baktığını hissetim ama ben denize doğru bakıyordum. Sonra o da yüzünü eğdi ve yanındaki poşetten bir kitap çıkardı...