Kapı aralığından gözüne çarpan çıplak bedenle olduğu yere çakılı kaldı. Alkolün esir aldığı beyni ona oyun oynamıyorsa... Evet, kesinlikle çıplaktı! Yutkundu ve yanlış olduğunu bile bile onun kıvrımlı bedenini baştan aşağıya süzdü. Dişlerini sıktığının farkında dahi değildi. Uzun, ıslak saçları sırtından aşağıya doğru uzanmış, bembeyaz vücuduna tezat bir siyahlıkla göz alıcı görüntü sergilemişti. Kendine gelebilmek için yeniden yutkundu. Alkolden mi, yoksa görüntüden mi kaynaklı olduğunu bilmiyordu ama ağzının içindeki kuruluk had safhadaydı. Allah'ım, genç kız onu resmen çarpmıştı! O değil, artık arkadaş kalma hayalleride çöp olmuştu. Çehresi sertleşirken, emir dinlemeyen adımlarına komut vermeye çalıştı. Yok, gitmiyorlardı. Meselenin içine başka uzuvları da girmiş, işin rengi değişmişti. Birkaç metre uzağında ki genç kıza istese hemen ulaşabilir, sakladığı en derin hazinesinin içinde kaybolabilirdi. Fakat boşanmanın eşiğinde olduğu sahte karısı buna nasıl karşılık verirdi, işte orası muammaydı...