İnsanların neyi, ne zaman, nasıl doğru biçimde yapacaklarına kim karar veriyor? Yüzde bin doğru olduğunu düşündüğü bir durumda neden korkularına yeniliyor insan? Neden korkularını bir kenara atıp dostlarını bir kenardan izliyor? Kabil'in gökyüzünde özgürce uçuşan uçurtmaların tüm gölgesi benim ruhuma işlemişti. Tüm o gölgeler ruhumda tüm yaşamım boyunca silinmeyecek bir kara leke bırakmıştı. Hasan tüm dostluğu ve fedakarlığı ile gökyüzüne, rüzgara ve Kabil çocuklarına kafa tutarken ben bir kenarda eziklik içinde kalmıştım. O, bir uçurtmanın peşinden "bin uçurtma yakalarım senin için" diyerek koşarken ben bir dostumun peşinden koşamamıştım. Adeta ondan ayrılırken bile içimde taşıdığım ezikliği Hasan'ın sırtına yükleyerek kurtulduğumu sanmıştım.
1 part