Yine güzel bir günün sabahında,gün ağarmış son baharın yapraklarını döktüğü bir gün idi.Günlerden, Pazartesi,saat 07:00 idi.Miskin, miskin yatağın içinde dönüp duruyor, bir türlü kalkmak istemiyor idim.Ama kalkmak zorundaydım. çünkü gitmem gereken bir okul ve akabinde yapmam gereken bir sürü iş beni bekliyordu. Zar,zor kalktım,elimi yüzümü yıkadım ve aynaya baktım.Evet biraz uykulu biraz mahmur ve isteksiz bakışmanın ardından,
içeriden bir ses.Annemin sesi idi. Oğlum kalkmadın mı sen daha,bak geç kalıcaksın!!! ben ise hemen telaşlanır hemen çantamı alır ve hemen yola koyulur ve yarım saatte dolmuş beklerdim. Dolmuşa yetişebilmek için hızlı adımlarla yürüsem de dolmuş bazen beni almadan giderdi ve ben, bir yarım saat daha dolmuş beklerdim. Uzun bekleyişten sonra dolmuş gelir ve ben,dolmuşla bir türlü gidemediğim okuluma en sonunda giderdim. Gel gelelim bendeniz cengiz geç kaldığım için geç kaldı kağıdı alırdım.Ama yinede yarım gün olsa dahi yok yazılırdım kaçış yok almak zorunda idim.
"Elimden tutup yatak odasına götürdü. Beni yatak odasına götürürken istediği her şeyi yapmaya istekli olduğumun bilincindeydim. Vücudumu beğenmesini ve çekici bulmasını seviyordum. Çok formda göründüğünü, çok sert ve adaleli bir vücudu olduğunu düşündüm ve bedenini hissetmek istedim. Gözlerinde beni ne kadar istediğini açıkça görebiliyordum ve bu beni her şeyden daha çok mutlu ediyordu. Genç bir adamın olgun vücudumu arzulayabilmesi heyecan vericiydi."
Normal bir ev kad ınıyken, kocasının başına gelen felaket sonrası kendisini kocasının patronunun sekreteri olarak bulan kadının öyküsü.