"Senaryo yazmak kolaydır, onu dilediğiniz gibi kurgulayabilirsiniz. Ama ya hayat öyle mi? Sizi iradeniz dışında oradan oraya savurur durur..."
Yıldız.. Hayatı, adı gibi hiç parıldamayan Yıldız.. 15 yaşında, daha "acı" kelimesini okuduğu kitaplarda, izlediği filmlerde duyması gereken o yaşta; acının çok derinine indi o.. Yaşaması gerekti belki de bunları. Herşeye rağmen, herkese karşı dimdik durması gerekti.
* * *
Bu hayatta kimse dört dörtlük değil bildiğiniz gibi. Kimse göründüğü gibi değil. Hiç kimse, "masum değil."
Yıldız'ın, yaşadığı onca şeyden; aldığı onca darbeden sonra gözünü tehlikeli bir hırs bürüdü, yaşanan onca şeyin intikamını, hiç almaması gereken kişilerden aldı. Onca şeye rağmen onun yanında olan o kadar insana bi "hırs" yüzünden ne acılar çekti, çektirdi..
Dediğim gibi, senaryo yazmak kolaydır. Bi kurgudan ibarettir kendisi. Hayat, ne yaşaman gerekiyorsa, yaşatır. Bir yaprak gibi, oradan oraya savrulur durursun. Yıldız, onca acıyı; onca intikamı yıkık dökük bi defterin içine gizledi. O defteri açıp, acının; ihtirasın, aşkın.. O'nun hayatının derinliklerine girmeye hazır mısınız?
Toprakla başlayan kan davası. Ve kan davasını bitiren bir hata.
Kalbe sıkılan kurşun; kanından bile tiksindiği bir adamın kucağına düşürdü.
Hatayla başladı, acı çektirme amacına döndü.
Yalanlar söylendi, hesaplar kapandı.
Sonunda mağlup olan düşmanlık, kazanan aşk oldu.
Hırsıyla bilinen bir adam Mirhan Mirza Hükümsüz. Bölgede oyun kurucu rolüne geçmek için gece gündüz durmadan çalışan bir adamın ta kendisi.
Güzelliğiyle şehre nam salan Dilem Yıkılmaz. O hiç bir şeyi unutmaz! Onun tek unutmak istediği annesinin öldüğü günün doğum günü olduğu gerçeği.
Ve onları bir araya getiren rastlandı değil, kaderin ta kendisi!
+18 unsurlar içermektedir!