Işıl, tek başına gittiği ilk tatilde, hiç tanımadığı üç kişi ile tanışır. Tanıştığı kişiler arasında Kağan da vardır. Kağan ile birlikte otelin koridorlarından gelen, iki kişinin gizemli konuşmasına kulak misafiri olurlar. Duydukları konuşma onları dehşete düşürür. Hemen ardından otelden kaçmak için plan yapmaya başlarlar fakat artık çok geçtir. Otelin yollarına çığ düştüğü ve yolların kapalı olduğu haberinden sonra tüm planları altüst olur. ***** Korkum, merakım, buradan kaçmak isteme sebeplerim bir bir artıyordu. Korkuyordum. Çaresizce düşmüş olduğum bu durum beni dehşete düşürmüştü. Gözümden bir damla yaş düştü o an. Kağan'a baktım. O hala yerde yarısı gömülü olan parmağa bakıyordu. Kağan bana baktığında onunla göz göze geldik. Gözümden düşen birkaç damla yaşa takıldı gözleri. Kendini tamamen yerdeki manzaradan soyutladığını hissettim. Yanıma daha da çok yaklaştığında ellerini yanaklarıma koydu ve gözyaşlarımı parmaklarıyla sildi. ''Ağlama. Işıl bizim şu anda güçlü olmamız gerekiyor. Bunlardan etkilenmememiz gerekiyor.'' dediğinde kulaklarım Kağan'ın sesine takılı kaldı. Ormandan gelen rüzgâr saçlarımı onun yüzüne doğru uçuruyordu. Bu ona annesini hatırlatıyordu. Aklıma gelen şey ile saçlarımı geriye doğru düzelttim. ''Kağan, ben daha fazla burada, bu otelde kalmak istemiyorum. Güçlü kalmak istiyorum ama olmuyor bunlarla karşılaştıkça bitiyorum. Güçlü kalamadığımı gördükçe korkuyorum. Ne yapmam gerektiğini kestiremiyorum. Nasıl oluyor bu? Biz nasıl, neden tüm bunları yaşamak zorunda kalıyoruz?'' dediğimde Kağan gözyaşlarımı silmeye çalışıyordu