ÇIĞ
  • Reads 13,572
  • Votes 6,047
  • Parts 19
  • Reads 13,572
  • Votes 6,047
  • Parts 19
Ongoing, First published Oct 21, 2021
Işıl, tek başına gittiği ilk tatilde, hiç tanımadığı üç kişi ile tanışır. Tanıştığı kişiler arasında Kağan da vardır. Kağan ile birlikte otelin koridorlarından gelen, iki kişinin gizemli konuşmasına kulak misafiri olurlar. Duydukları konuşma onları dehşete düşürür. Hemen ardından otelden kaçmak için plan yapmaya başlarlar fakat artık çok geçtir. Otelin yollarına çığ düştüğü ve yolların kapalı olduğu haberinden sonra tüm planları altüst olur.

                                  *****
Korkum, merakım, buradan kaçmak isteme sebeplerim bir bir artıyordu. Korkuyordum. Çaresizce düşmüş olduğum bu durum beni dehşete düşürmüştü. Gözümden bir damla yaş düştü o an. Kağan'a baktım. O hala yerde yarısı gömülü olan parmağa bakıyordu. Kağan bana baktığında onunla göz göze geldik. Gözümden düşen birkaç damla yaşa takıldı gözleri. Kendini tamamen yerdeki manzaradan soyutladığını hissettim. Yanıma daha da çok yaklaştığında ellerini yanaklarıma koydu ve gözyaşlarımı parmaklarıyla sildi. ''Ağlama. Işıl bizim şu anda güçlü olmamız gerekiyor. Bunlardan etkilenmememiz gerekiyor.'' dediğinde kulaklarım Kağan'ın sesine takılı kaldı. Ormandan gelen rüzgâr saçlarımı onun yüzüne doğru uçuruyordu. Bu ona annesini hatırlatıyordu. Aklıma gelen şey ile saçlarımı geriye doğru düzelttim. ''Kağan, ben daha fazla burada, bu otelde kalmak istemiyorum. Güçlü kalmak istiyorum ama olmuyor bunlarla karşılaştıkça bitiyorum. Güçlü kalamadığımı gördükçe korkuyorum. Ne yapmam gerektiğini kestiremiyorum. Nasıl oluyor bu? Biz nasıl, neden tüm bunları yaşamak zorunda kalıyoruz?'' dediğimde Kağan gözyaşlarımı silmeye çalışıyordu
All Rights Reserved
Sign up to add ÇIĞ to your library and receive updates
or
Content Guidelines
You may also like
GECENİN İZİ by hisssizyazar
44 parts Ongoing
Yağmur yağıyor, her yeri sel alıyordu. Sokaktaki insanlar ıslanmamak için oradan oraya koşuyor, trafik arabalar sayesinde tıkanıyordu. Şemsiyesi olan insanlar rahat bir şekilde yolda yürüyordu. Şemsiyesi olmayanlar ise şanssızdı. Yağmurdan ıslanmamak için korunacak yer arıyorlardı. Şemsiyesi olmayan, elinde kalın hukuk kitapları, üzerindeki deri ceketi ile rahatça yürüyordu İzem. Acelesi yoktu. Islanmayı seven biriydi. Küçükken babası onu sokağa attığında yağmurun altında kendi kendine eğlenir, biriken suların üzerine zıplardı. Uzun kahverengi saçları ıslanıp birbirine karışmıştı. Elindeki hukuk kitapları çantasına sığmadığı için elinde sımsıkı tutuyor, ıslanmamaları için boynundaki kahverengi atkıyı kitaplarına siper ediyordu. İzem Karasu. Üniversite son sınıf öğrencisiydi kendisi. Yirmi üç yaşında, geleceğinin hayallerini kuran ve başarılı bir savcı olmayı hedefleyen bir hukuk öğrencisiydi. Son yılının bitmesine ve mezun olmasına sadece aylar kalmıştı. Metro durağına inen yürüyen merdivenleri görene kadar normal hızda yürümeye devam etti. Yürüyen merdivenler gözüne çarpar çarpmaz adımlarını hızlandırdı. İzem dışarıdan çok sert görünürdü. Bakışları her zaman insanlara nefretle bakardı. Oysaki sıcakkanlı biriydi. Sevdiklerine karşı çocuksu olurdu. Merhametli ve sevecendi. Soğuk olduğu insanlara acımazdı. Metro durağına geldiğinde metro gelmişti bile. İnsanlar birbirlerini ittirerek metroya ulaşamaya çalışıyordu. Sanki birbirlerini itmeseler metroya binemeyecek gibi bir halleri vardı. .....
You may also like
Slide 1 of 10
GECENİN İZİ cover
DİKİŞ TUTMAZ AŞK | Texting  cover
Sevda\Texting  cover
mianhe cover
otuz beş| yarı texting cover
gay seks hikayeleri  cover
ENDA • Gerçek Ailem cover
Güneş Tutulması  | Yarı texting  cover
GÖNÜL KİRASI  cover
GÜNCE | Gerçek Ailem cover

GECENİN İZİ

44 parts Ongoing

Yağmur yağıyor, her yeri sel alıyordu. Sokaktaki insanlar ıslanmamak için oradan oraya koşuyor, trafik arabalar sayesinde tıkanıyordu. Şemsiyesi olan insanlar rahat bir şekilde yolda yürüyordu. Şemsiyesi olmayanlar ise şanssızdı. Yağmurdan ıslanmamak için korunacak yer arıyorlardı. Şemsiyesi olmayan, elinde kalın hukuk kitapları, üzerindeki deri ceketi ile rahatça yürüyordu İzem. Acelesi yoktu. Islanmayı seven biriydi. Küçükken babası onu sokağa attığında yağmurun altında kendi kendine eğlenir, biriken suların üzerine zıplardı. Uzun kahverengi saçları ıslanıp birbirine karışmıştı. Elindeki hukuk kitapları çantasına sığmadığı için elinde sımsıkı tutuyor, ıslanmamaları için boynundaki kahverengi atkıyı kitaplarına siper ediyordu. İzem Karasu. Üniversite son sınıf öğrencisiydi kendisi. Yirmi üç yaşında, geleceğinin hayallerini kuran ve başarılı bir savcı olmayı hedefleyen bir hukuk öğrencisiydi. Son yılının bitmesine ve mezun olmasına sadece aylar kalmıştı. Metro durağına inen yürüyen merdivenleri görene kadar normal hızda yürümeye devam etti. Yürüyen merdivenler gözüne çarpar çarpmaz adımlarını hızlandırdı. İzem dışarıdan çok sert görünürdü. Bakışları her zaman insanlara nefretle bakardı. Oysaki sıcakkanlı biriydi. Sevdiklerine karşı çocuksu olurdu. Merhametli ve sevecendi. Soğuk olduğu insanlara acımazdı. Metro durağına geldiğinde metro gelmişti bile. İnsanlar birbirlerini ittirerek metroya ulaşamaya çalışıyordu. Sanki birbirlerini itmeseler metroya binemeyecek gibi bir halleri vardı. .....