Beni konuşmak için yanına çağıran edebiyat öğretmenim şu an tam karşımda oturuyordu ve bayağı meraklanmıştım doğrusu.. Boğazını temizleyerek konuşmaya başladı.
+ Nedir seni böyle ' gamlı baykuş ' gibi uzaklara daldıran? Ne zamandır gözlemliyorum ve hep yalnızsın, neden ? Eğer bir sorunun varsa, bana anlatabilirsin, çekinmene gerek yok çünkü senin için kaygılanıyorum. Onca arkadaşının arasında sen gökyüzünde adeta ben burdayım diyen dolunay gibi fark ettiriyorsun kendini Nida..
Öğretmenimin bu cümleleri sarf etmesi beni bir hayli şaşırtmış ve biraz da korkutmuştu..
Çünkü ben her şeyi en derininden hissedip artık hissizliğin devrinde yol almakta iken, her gün yeni bir şey yaşayıp ruhuma biraz daha ağırlık çökerken, bazen tek isteğim uyuyup bir daha asla uyanmamak iken nasıl anlatacaktım ki ? Hayat telaşı ve karmaşasından zaman bulup da benim için kaygılanması da düşündürücüydü. Kim kimin iyiliğini bu kötü zamanda isterdi ? Beni benim gözümden yargılamadan anlayabilir miydi ? Yoksa sadece öğüt vermekle yetinir sen kafana takma mı derdi ? Bilemiyordum...
Ben çatık kaşlarım ve belli belirsiz bir yüz ifademle bunları düşünürken elini elimin üstüne koyup dikkatlice gözlerime baktı ve "Seni dinliyorum, hadi." dedi yüreklendirmek istercesine. O an anladım ki bundan kaçışım yoktu, öyle ya da böyle anlatacaktım bir şekilde.. Herkesten gizleyip içime akıttığım gözyaşlarıma o şahit olacaktı kim bilir belki de?
Kalbini savaş meydanında bırakmış bir asker, o intikamı elbet bir gün alır.
...
Alakurt lakâbıyla bilinen Kurter Alacakan, ülkesinin en başarılı askerlerinden biridir. Bir gece vakti timiyle gittiği Kafes operasyonunda timdeki dostlarını acı bir şekilde kaybeder.
Her şeyini kaybettiği o zifiri karanlık gecede, kan dolu toprağa bakıp, toprağı avuçlayarak korkunç bir intikam yemini eder.
Ve her şeyi ardında bırakıp şehre geri döndüğünde, hiçbir şey aynı kalmayacaktır.
Özellikle de General'in kızıyla tanışıp, onunla aynı intikam yoluna başkoyduktan sonra...
ALACAKAN.