KİTAPLARIM REKLAM PANOSU DEĞİL!!!
*Kitabın (ç)alınması halinde gerekli işlemler yapılacaktır.
Çok soğuktu...
O gün Ay'ın Güneş'i kucaklayan, rüzgarın dahi ziyaret etmediği aydınlık tarafı, karanlıkla anlaşmış gibiydi.
Sarayda tatlı bir telaş vardı. Kraliçenin odasına girip çıkan sinaları izleyen kral, ellerini bel hizasında arkasında bağlamış, yerinde durmuyor, birkaç adım attıktan sonra arkasını dönüp adımlarına devam ediyor, bir döngü şeklinde sürekli bu hareketi yapıyordu. Kraliçenin haykırışları sarayın duvarlarını yıkmak istercesine çarpıp geri dönüyor, bütün sarayı inletiyordu.
Hekimle beraber içeri giren sinayla nefesini tuttu. Kral bekledi...
Uzun bir sürenin ardından kral artık eşinin çığlıklarına dayanamamış, bir hışımla iki kapı kolunu da tutup açmıştı.
Önce bir bebeğin ağlama sesi, sonra hekimin elindeki bebek...
Kraliçenin sesini hiç aratmayan bebek, hekimin kucağında temizleniyordu. Ter içinde yatağına serilmiş olan kraliçe, gözlerini hafifçe aralayarak uzaktan yeni doğmuş olan bebeğine baktı ve yüzünde buruk bir gülümseme oluştu. Şaşkınlık ve mutluluk içinde olanları izleyen kral gözlerinin dolduğunu hissetti.
Şaşkın halinden çabucak kurtuldu ve eşinin yanına doğru adımladı. Birinin geldiğini hisseden kraliçe hemen yüzünü çevirdi. Eşiyle göz göze geldiğinde, rahat bir nefes verdi, hafiflediğini hissediyordu. Kral eşinin elini tuttu ve yukarı kaldırıp kısa ama duygulu bir öpücük kondurdu.
"Azur, bebeğimi almak istiyorum."
Eşinin mavi gözlerine bakarken aldığı istekle onu onayladı. Hekime dönüp bir baş işareti yaptı, hekimden karşılık aldığında, saniyeler içinde bebeği kucağındaydı.
Ancak bebeklerinde bir şey vardı;
Gri saçlar...
1-#buz (10.02.2022)
1-#evren (27.02.2022)
3-#prenses (27.02.2022)
1-#savaşçı (28.02.2022)
30-#fantastik (17.03.2022)
"Sakin ol." Dudaklarını kulağıma yaslayarak kurduğu cümle daha fazla çırpınmamdan başka bir şeye yaramadı. Etkisinden kurtulmak için varlığından uzaklaşmam şarttı. Uzaklaşmalıydım.
Dudaklarıma bastırdığı eline doğru bağırdım fakat bağırtım boğuk bir iniltiden öteye gitmemişti.
"Seni bırakmam için önce sakin olman gerekiyor güzel eva." Şiir gibi sesi dudaklarından tenime rüzgar misali esip geçti. Açıkta kalan tenime temas eden elini yavaşca hareket ettirmeye başladı. Eline doğru içli içli nefesler verdim. Göbeğimin çevresinde dolaşan sıcak parmak uçları her bir hücremi titretti. Yavaş ve tahrik edici dokunuşları tenimi yakıp kavurdu.
Yapmamalıydı bunu. Ona olan öfkem kendini bitirecek kadar fazlayken böyle yapmamalıydı. Kokusunu soluduğumda ne ara sakinleşmeye başlamıştım? Tenime dokunmamalıydı mesela, dokunuşları ne ara beni mahvedecek kadar etkiliyordu.
Sıcak dokunuşları göbek deliğimin çevresinde devam etti, sırtımı göğsüne daha da bastırdı. Bayılmama çok az kalmıştı. Son bir irade kırıntısıyla ağzımı kapattığı elini ısırdım benden uzaklaşması için. Kıpırdamadı bile. Hatta lanet olasıca adam acıya dair tepki bile vermedi. Onun yerine sırtımı göğsüne daha sert yasladı, başını boynuma iyice yerleştirip burnunu tam şah damarımın üzerine bastırdı. Yine içine derin bir nefes çekti. Neden inatla kokumu içine işlemesini istercesine soluyordu.
"Böyle yaparak senden uzak kalmış tenimin daha da alevlenmesini sağlıyorsun lâl gülü. Rahat dur" Boynuma doğru gelen karanlık fısıltısı kanımı fokurdattı. Pislik adam resmen onu ısırmamdan tahrik olduğunu ima ediyordu!
🌹🌹
Seçim kimisi için ödül, kimisi için ceza ama seçimi yapan kişi için ölümdür.
IŞIK YILI...