"Hayatın toz pembe olmadığını çözdüğün an, bütün renkler kaybolur ve geriye sadece siyah beyaz kareler kalır." Beyaz kimilerine göre saflık ve masumiyetle biçim bulan bir renkken, kimilerine göre ardında kanın en koyu rengini gizleyen ölümdü. Ve bir beyazı seversen, gecenin ıssızlığıyla hüzünlenmiş karanlığının rengi olan siyaha da mecbur kalıyordun. Ben kendimin farkına vardım varalı gökyüzünün, ciğerlerime sadece oksijen değil huzur da dolduran sonsuz mavisini severdim. *** Duygularını yitirmiş kalbimde şimdi yalnızca birkaç hüzün kırıntısı vardı. Bir beyaza bağlandığımı, siyahı sevmeye başladığımda anladım. Ve şimdi geri dönüşü olmayan bir yolun sonuna doğru yaklaşıyordum. Artık huzuru değil ölümü hissediyordu iç organlarım. "Ama hala maviyle can bulan hayallerim vardı." Yeni bir hayat mümkün olabilir miydi? Kim bilir? Belki...