Duyuyordum o sessizliğin çığlığını. Çınlıyordu kulaklarım bu güçlü sessizlik karşısında. Ben, sessizlik ve yalnızlıktım. Sevgisiz kalmış bir bedendim, yapayalnızdım. İçimde bir acı vardı, her zaman hissettiğim. Asla yalnız bırakmayan. Ve bundan sonsuza kadar kurtulamayacağımı biliyor, yalnızca iç çekiyordum. 'Arzela, uyan!' Uzaklardan geliyordu ses. Etrafıma baktım. Bir ormandaydım. Nasıl olurdu? 'Arzela.' Annemin sesi çınlıyordu kulaklarımda. Fotoğraflardan, videolardan tanıdığım kadının sesi. Ormanın içerisinde yankılanıyordu ses. O kadar fazlaydı ki sesler, nereden geldiğini anlayamıyordum. 'Arzela, anlat!' Neyi anlatmalıydım? 'Anne!' Bağırdım. Sesim kısık çıkmasına rağmen boğazım acıyordu. 'Dön ve ona herşeyi anlat!' Acı katmer katmer tüm vücuduma yayılıyordu. 'Kime, anne?' Çaresizce çırpındım. 'Ona!' Sesi arkamdan gelmişti. Hışımla döndüm. Annemi beyazlar içerisinde karşımda görünce ona doğru ilerledim fakat o geri çekildi. 'Bana sarılamazsın, dağ çiçeğim.' Yutkundum. 'Ona herşeyi anlat! Daha fazla acı çekme, dağ çiçeğim.' Kafamı iki yana salladım. 'Gitmelisin! Ona anlat. Seni bu yükten tek o kurtarır.' ••• Arzela Mihra Rahişah & Mahir Ali KaraaslanAll Rights Reserved
1 part