Karşısındakinin sıcak nefesi,kızın yüzüne çarpıyordu.Laura kendini toparlayarak duvara yaslanan adamın karşısına dikildi ve elindeki bıçağı boyun hizasına getirdi.
"Nesin sen?"
Fısıltı şeklinde söylediklerine cevap olarak,yaratık kızı bileklerinden tutup onu duvara yaslayarak,konumlarını değiştirdi.Kız şaşkınlık içinde elindeki bıçağı yere düşürdü.
"Ne yapacaksın şimdi? Bıçağın da yok artık?Fazla cesuru oynadın ve kaybettin"
Kız başını dik tutarak,karşısındaki genç (ve aşırı çekici) adamın gözlerine baktı.Gözlerinde sanki ona meydan okur gibi bir ifade vardı.
"Senden korkmuyorum,gerekirse sonuna kadar savaşırım ve sonunda onurumla ölürüm"
Genç adamın dudağının kenarı alayla yukarı kıvrıldı.Kızın fazla cesur,fakat aptal olduğunu düşündü.
"Fazla cesursun,fakat fazlasıyla dikkatsizsin,ayrıca aptalsın da.İnsan olmadığımı biliyorsun ve hâlâ önümde böyle dikilebiliyorsun"
"Senin ne olduğunu çözmeye çalışıyorum diyelim,ayrıca ben senin gibi önüme geleni yemiyorum"
Victor,yüzünü kıza daha da yaklaştırdı ve kulağına eğildi.Laura ise nefesini tutmuş ne yapacağını bilmez halde bekliyordu.
"Peki.O zaman,şuan sen de benim için yem oluyorsun demektir.Haksız mıyım Laura?"
Ankara'da ailesi ile yaşayan Eylül Öztürk, kuzeni nehir ile tayinini Hakkari'ye isteyip yeni bir hayata başlarlar, Doktorlukta bilinen Eylül gideceği yerde hayatın zorlukları ile karşılaşıcak