...Merdiven boşluğunda, Emir'in annesini elinde papatyalarla son kez beklediği yerde, tam on dokuz yıl önce ona sarıldığında aldığı kokunun aynısının verdiği sarhoşlukla, mutluluğun ne olduğunu tartışmışlardı. Emir bütün gardını indirmişti. Zühre'nin yanında biraz daha kalabilmek için ne gerekiyorsa yapacak haldeydi. Zühre, bütün düşüncelerini ona açtığını ve hepsinin sarsılmaz bir gerçeklikle kuşandığını zannediyordu ama Emir çok kırılmıştı, kalbi fazla yorgundu. Bu sebeple de arkasına sığındığı, görünmez kalkanın verdiği güvenle gerçekten ne hissettiğini söylememişti. Alnındaki çillere dokunma dürtüsüyle eli istemsizce kızın yüzüne gitti. Tam dokunacağı sırada vazgeçip sanki saçında bir şey varmış da onu alıyormuş gibi hareket yaptığında, Zühre Emir'in gözlerinin içine bakıyordu...