Tek bir sır onları birbirinden ayrı tuttu. Öyle büyük bir sır ki, aslında kavuşmak imkansızdı. Sırlar işitildi, öğrenildi, mahvetti. Düşün, bildiğin her şey yalan çıkıyor. Tüm canını yakan geceler, tüm canını yakan gülüşler, sevilmeyişler, hatta görünmezlikler. Her şey yalan. Fakat bu yalanların yanında öyle büyük bir gerçek var ki, bir gerçek tüm yalanları yutar. Çünkü o gerçek; sizin hayatınızı altüst eden gerçek, tam çocukluk aşkıma kavuştum derken aslında hiçbir zaman kavuşamayacağını haykıran bir gerçek. Kavuşamamak tam olarak nedir? Geri Sayım'a çaresizce teslim olmak ve kaderi beklemek ne kadar da aciz bir durum gibi değil mi? "Geri Sayım başladı, artık 0 görmemize kadar seninleyim. Ondan sonra iki kalp de yaşamayacak." 'Bu nabız için ölürdüm. Bu nabız, beni öldürürdü. Bu nabız için yaşardım. Bu nabız beni yaşatırdı.' Bir insanı hem ölümü, hem yaşamı yapmak; bir insanı hem intiharı, hem de kurtuluşu yapmak; bu da imkansız gibi.