"Ne kadar bekleyeceğiz daha?" Diye sormadan edemedim. "Beklemeyeceğiz yarın kimseye söylemeden gün alıp seni istemeye geleceğim." "Neden kimseye söylemeden peki?" Diye merakla sordum. "Eğer işi onlara bırakırsak, hele ki babaanneme bırakırsak huzursuzluk çıkaracak. Eğer o günü alıp karşılarına çıkarsak kimse mani olamayacak." Yine de tepki toplayacaktık. "Yine tepki toplayacağız ama." "İzin verir miyim sence?" Deyip dudağımın kenarını öptü. Kollarımı boynuna dolayıp sımsıkı sarıldım. Gün içinde hiç konuşamıyorduk. "Korkuyorum," diye fısıldadım. Korkuyordum. Korkma nedenim ise işlerin sarpa sarıp Fırat 'ın üzerine gelmek istemeleriydi. Gelirlerdi biliyordum. "Ya seni suçlayıp, her şeyden mesul sen olursan?" "Olurum," diye mırıldanıp saçlarımı geriye attı. "Senin için her şeyin suçlusu da olurum. Hem kötü mü olur buralardan uzaklaşırız."(CC) Attribution-NoDerivs