''Gökten inen yıldırım çarptı yeryüzüne. Güneşin aynası olan deniz kabardı, taştı, içine aldı insanoğlunu. Güneş her zamanki rotasından çıktı, tersine gitti. Ay yükseldi tüm kudretiyle. Bu kez hakimiyet güneşte değil aydaydı. Bu kez hakimiyet sizde değil, bende. Hayatını alt üst etmek için kopuyorum bu kez. Çünkü ben kıyametim Bahar Avcı.'' Rahat davranmaya çalışıyordum kendimi dizginlemek adına ama bir metre ötemden geçen biri bile çok rahat fark ederdi tüm kaslarımın gerildiğini. Dengemi tüm çabalarımla sağlamaya çalışarak ayaklandım. Telefonuma gelen bildirim sesiyle içimde tuttuğum çığlığımı serbest bıraktım. Korku içimde, kıyamet tepemdeydi. Yüksek sesle aldığım nefes, titreyen ellerim, korkudan deliler gibi çarpan kalbim ve kaldırmaya çalıştığım vedanın psikolojik etkisi... Bilinmeyen numaradan gelen mesaj... Hayatın kayıyor Bahar! Tren raydan çıktı ve sen daha fazla sürüklenemeyecek kadar yorgunsun Bahar. Şöyle diyordu gelen mesajda; ''Gördüğün veya göremediğin her yerdeyim. Şimdi dışarı çıkıp koşsan nefes nefese kalırsın ama bilmezsin ki hissettiğin tek nefes, ensendeki nefesim. Yardım istemeye kalksan bilemezsin ki tüm yollar sana kapanır. Sen bir şey bilmezsin ama ben aslında senim Bahar. Sen neredeysen oradayım. Ve unutma ki kıyamet er geç kopar.'' . . . ''Saçlarını örüyorum Bahar...'' ''Saçlarını kesiyorum Kıyamet...''
1 part