" Merhaba çocukluğum. Küçükken hep büyümek ve daha güçlü olmanın hayalini kurardık. Hayaller gerçek olmak için vardı değil mi ? Büyüdüm, daha güçlü oldum. Ama ben büyüdükçe yaralarımda büyüdü. Kudretim kıvılcımdı, hep aydınlandı dar sokaklar. Şimdi kıvılcım harlandı, güçlendim. Işığım caddeleri bile aydınlattı. Ama o ateşte ben de yandım. Hayallerim de yandı. Gücüm masumiyeti ele geçirdi. Ve ben o ateşle katil oldum. Hem de varlığının ve var olması için çabaladıklarımın katili...Bu benim katil olmamın ve yine bir katil tarafından katledilmemin hikayesi...
Bu benim kıvılcımı harlayanın ben değil, rüzgar olduğunu öğrenmemin hikayesi.
Zehra"
" Bu yazdıklarım sana, ufak ben. Sesimin insanlara fısıltı olduğu zamanlarda, seni susuz bırakmışlardı. Sende korkup 'su' diyemedin. Yağmur yağarken başını gökyüzüne kaldırıp o minik ağzını açardın. Demiştin ya, yağmurun altında susuz bırakıldığın bir gece 'Devasa sularım olacak ve tüm çocuklar o sudan içecek.' Gerçek oldu o basit cümle. Artık okyanuslara sahibim. Ama kendi denizlerimde boğuluyorum. Herkese su verip, herkesi yine o suda boğuyorum. Bedenim su dağıtırken, ruhum delice çırpınıyor. Belki de olmayacak şeylere inanıp ruhumu susuz bırakıyorum... Artık bende katilim. Hem de ruhların ve dileklerin katili... Bu benim katillere meydan okuyup, katil olmamın ve yine bir katil tarafından katledilmemim hikayesi...
Bu benim asıl katilin ruhum değil, dileklerim olmasını öğrenmemin hikayesi.
Elif"
Bu bir çift ruhun, katillere direnirken katil olmasının ve yine bir katil tarafından katledilmesinin hikayesi...
İkra Ela Aslan'a sevgilerle...