Herkesin iş adamı olarak bildiği Kaya Eroğlu ve jesti yüzünden işinden olan bir Anaokul öğretmeni... Ya o öğretmen, bakıcı olarak işe başlarsa? Hem de bir mafyanın çocuk bakıcısı...
Kaya Eroğlu'nun minik oğlu Aras, okuldan kaçtığı için kaybolmuştu. Rüya kendisine doğru koşarak gelen çocuğu farkettiğinde, oturduğu banktan yavaşça kalktı. Aras'a doğru ilerledi. Tam önünde durunca dizlerinin üzerine çökerek, minik ellerini tuttu. Ağladığını görünce minik Aras'ı kollarıyla sarmaladı.
"Merhaba küçüğüm. Neden ağlıyorsun bakalım?" dedi şefkatli sesiyle. Rüya kendisini bildi bileli çocukları çok seviyor, ağlamalarına dayanamıyordu.
Minik Aras bu sıcacık kollarda kendini güvende hissedince, o da kendince sarılmasına karşılık verdi.
"Ben kayboldum." dedi. Rüya ilk başta yapması gereken şeyi yaptı, ismini sordu.
"Adın ne senin yakışıklı?" diyince Aras utanarak kafasını eğdi.
"Adım Aras, Aras Eroğlu."
Uyarı: Kitap cringe olabilir çünkü bunu birkaç yıl önce yazmıştım. Sonra ay çok saçma, cringe, klasik mafya işte vs. Yorumlar gelirse anında engellerim.
Bir kaldırımın köşesinde buldum hayalimi.
Gözlerimi kapattım, bıraktım avucuna kalbimi.
Dedi ki, sonuna kadar tutacak mısın elimi?
İçimden cevapladım, birlikte tırmanacağız tüm merdivenleri.
Mumlar üfledim, dilekler diledim.
Kayan her yıldızda adını sayıkladı dilim.
Ve o bana doğru tek bir adım geldiğinde
Ben hiç gitmesin diye bütün yolları denedim.
🏀
"Doruk?" dedim heyecanla. Bakışları yüzümde oyalanmaya devam ettikçe duramadım yerimde. Bir şey söyleyecekti. Bir şey söylemek için buradaydı. "Kaptın mı formayı?"
"Feza," dedi ve seri adımlarla ona doğru ilerlediğim sırada o da birkaç adım yaklaştı bana. Sadece ismimi söylemişti ama heyecanını yansıtması için bu yeterliydi. Devam etmesini beklerken kalbim yerinden çıkacak gibiydi. "Kaptık formayı."