Sonbaharın gazabına uğrar ağaçlar, çiçekler. Kışın toparlanamazlar. Kış müsaade etmez onların canlanmasına. Üzerine yağan karlar altında boyunları bükülür çiçeklerin. Biri hariç: kardelen. Kardelene hiçbir kar tanesinin sözü geçmez ve kışın ayazına inat açar kardelen bembeyaz bir şekilde. O kışın üşüten güneşi varya, bir onu yakmaz, üşütmez. Kışa ne kadar baş kaldırsa da narindir, hassastır. Öyle her dokunuşa gelemez ve eğer severse suda da büyür kardelen.
Sen her şeye rağmen, bana rağmen, benim kırıcı sözlerime rağmen açtın Kardelen. Beni delip geçtin, ezip geçtin. Baharlarını sildin, güneşini kararttın. Benim için kışa kafa tuttun. Benim yüzümden yıllarca gözyaşları içinde yaşadın sen. Ben yetişemedim sana Kardelen. Ben sana hiç yetişemedim. Ben gelemedim o kış günü kapına, küstürdüm seni güneşe.
Bencilce biliyorum, istiyorum yine de. Bir kez olsun güneşe gülmeni. Bir kez olsun bahara kafa tutmanı. Bir kez olsun o gülüşlerinin ilkbaharın ılık ayazına karışmasını.
Hercaiyi alt et Kardelen. Onun için sevdiğin ve onun yüzünden düştüğün kar tanelerine rağmen onu alt et ve onun yüzünden bakışlarından mahrum bırakma kışı.
Unutma beni kardelen, hercaiyi unutma. Sana yetişemeyen, seni görmeyen, seni fark etmeyen diğer tüm çiçekler gibi, hercaiyi de unutma. Senin için mücadele etmeyen mevsimleri de unutma. Seni sevmeyen hiçbir çiçeği unutma. Yılma; kışa kafa tutmaktan, o ayaza rağmen sıcacık kalmaktan vazgeçme. Üşüme, güneşe küsme, kaçırma bakışlarını ama bekleme. Gelmek istese bile gelemeyecek olan o hercaiyi bekleme.
Sana yetişemeyen kör hercaiyi de sakın affetme!
Bir kaldırımın köşesinde buldum hayalimi.
Gözlerimi kapattım, bıraktım avucuna kalbimi.
Dedi ki, sonuna kadar tutacak mısın elimi?
İçimden cevapladım, birlikte tırmanacağız tüm merdivenleri.
Mumlar üfledim, dilekler diledim.
Kayan her yıldızda adını sayıkladı dilim.
Ve o bana doğru tek bir adım geldiğinde
Ben hiç gitmesin diye bütün yolları denedim.
🏀
"Doruk?" dedim heyecanla. Bakışları yüzümde oyalanmaya devam ettikçe duramadım yerimde. Bir şey söyleyecekti. Bir şey söylemek için buradaydı. "Kaptın mı formayı?"
"Feza," dedi ve seri adımlarla ona doğru ilerlediğim sırada o da birkaç adım yaklaştı bana. Sadece ismimi söylemişti ama heyecanını yansıtması için bu yeterliydi. Devam etmesini beklerken kalbim yerinden çıkacak gibiydi. "Kaptık formayı."