Hafızası her gün sıfırlanan bir kadının kalabalıklar arasındaki yalnızlığı...
Para için yapamayacağı şey olmayan bir adamın, sevgiye aç bir kadına yaşattıkları...
Hiç karşılaşmaması gereken iki insanın zaman içindeki yolculuğuna, aldanışlarına ve kayboluşlarına şahit olmaya hazır mısınız?
Saçları mavi kokan deniz kızı yıllar sonra buz tutmuş bir denize düşecek ve onu içten içe, sinsice sokacak kalpsiz bir yılana sarılacaktı...
Gece Yıldız'ın hayatı dışarıdan bakıldığında her şey ne kadar parlak, kusursuz, sahici. Parmağındaki yüzük, yüzündeki sahte tebessüm.. Evli, mutlu, çocuklu bir kadın. Şirketler sahibi, güzel bir de mesleği.. Hiç derdi yokmuş gibi. Dışarıdan bakan aldanır, hayatında her şeyin yolunda gittiğini zanneden yanılır.
Oysa ne kadar güzeldi her şey eskiden, yüzünü güldüren bir adam varken.
Annesinden bile göremediği gerçek sevgiyi hep başkalarında arayan Gece'nin son durağıydı Karan. Hem soluklanmış hem de ondan güç almıştı. Bir sahil kasabasında başlayan çalkantılı ilişkileri bir iddiadan ve hırslarına yenilmekten öte gidememişti aslında.
İkisinin de ihtiyaçları vardı, ikisi de ihtiyaçları uğruna gerçekleri gördükleri halde susmayı seçti.
İkisinin de en büyük isteği sevilmekti; ama Karan için para, pul, zenginlik daha ağır bastı.
Hayata aynı pencereden bakmaya bile başlayamadan bir kaza onların tamamen iki ayrı dünyanın iki ayrı insanı olmalarını sağladı.
"Herkesin bir cam kenarı varmış. Durup düşündüğü, kaybedip bulduğu, ağlayıp sustuğu.. Bir de can kenarı varmış, imkansız aşkını sakladığı..."