*Düzenleniyor* "...Elimi tabağı almak üzere hareket ettirdim fakat başka birinin tabağı almasıyla dudaklarım aralandı. Şaşkınlıkla büyüyen gözlerim, kalan son pasta dilimiyle tepemde dikilen adamın çehresinde sorgularcasına gezindi. Tam o anda şaşkınlığım ikiye katlandı ve beynimin vücuduma gönderdiği şok dalgalarının sinir sistemimi ele geçirmesiyle karnımı, bir o kadar tanıdık ama yabancı olan his kaplayıverdi. Çatık kaşlarımın altından baktığım ve tam yanımda bir duvar misali dikilen adam direkt göz bebeklerime bakıyordu. Bir anlık yumuşayan bakışlarımın ardından farkında olmadan aynı şeyi yapmıştım fakat nihayet farkına vardığımda gözlerimi kaçırıp utanç duygusunun bedenimi ele geçirmesine izin vermiştim. Tabi bu uzun sürmedi. Aralık dudaklarımı birbirine bastırıp güçlükle topladığım cesaretle tekrar gözlerine baktım. Bu defa kaşlarım daha da çatıktı. İsmini bilmediğim yabancı, heybetli duruşu ve koyu kahve gözleriyle yakından çak daha çekiciydi. Bu inkâr edilemez bir gerçekti. Fakat çekici olduğu kadar kabaydı da. Hafifçe öksürerek boğazımı temizledim ve kendimden emin bir ifadeyle söze girdim. "Affedersiniz ama o pasta..." Sert duruşunu bozmadan sanki söz kesmek nazik bir eylemmiş gibi rahat bir ifadeyle sözümü kesti. Nazikçe. "Sizi dinlemeyi çok isterdim, fakat gitmem gerek." ... "Todos os Direitos Reservados