"Yaralarını tek tek kapatacağım." dedi bir elini yanağıma yerleştirirken. Gözlerindeki huzara bırakırken kendimi belli belirsiz başımı salladım. "Kendi yaralarının üstünü kapatmış olman benimkileri de kapatabileceğin anlamına gelmiyor." Dudakları alayla kıvrılırken diğer elini belime yerleştirdi. "Neyin ne anlama geldiğini benimle tartışmanın saçma olduğunun farkındasındır umarım." Yanaklarım kızarırken başımı omzuna gömdüm. Yaralarımı kapatmak isterken yeni yaralar almaktan korkuyordum belki de. Gece, uzun zamandır birlikte olduğu adamı kaybetmiş bir kız. Ateş, anne ve babasını çok küçükken kaybetmiş bir adam. Onlar mıknatısın iki zıt kutbu gibiyken bile birbirlerine ihtiyaç duyuyor, bir şekilde karşı karşıya geliyorlardı. Peki ya yaraların kapanması için birbirlerinin ilacı olabilecekler miydi?