KAR TANESİ
  • Membaca 27,939
  • Suara 729
  • Bagian 39
  • Membaca 27,939
  • Suara 729
  • Bagian 39
Sedang dalam proses, Awal publikasi Des 06, 2021
Dewasa
Kapımın aniden açılmasıyla odaya birinin girmesi bir oldu. Diego iyice odamı yolgeçen hanına çevirmişti. Yüzümdeki gülümsemeyle "Saat sabahın dokuzu. İnsan evindeki misafiri böyle uyandırmaz, kardeşim!" deyip bakışlarımı ona çevirmemle yüzümdeki gülümseme dondu. Gelen Diego değildi, Yağmurdu. 
Onu görünce şaşırmam hoşuna gitmiş gibi gülümsedi. "Benim evimde uyanırsan seni böyle uyandırmayacağıma yemin edebilirim! Bildiğim başka yöntemler var!" dedi. Bana yine tutkuyla bakıyordu. Kaşlarım çatıldı aniden. "Ne dediğini kulağın duysun!" dedim dişlerimin arasından. 
Yağmur kapıyı kapatıp kilitledi. Bu kaşlarımın daha da derinden çatılmasına neden oldu. "Ne yapıyorsun sen?" deyip ayağa kalktım. Yağmur tutkulu bir ifadeyle gülümsedi. "Kahvaltıya çağırmak için geldim ama daha hazırlanmasına ortalama yarım saat var bence. Bence bu yarım saati güzelce değerlendirebiliriz!" dedi. 
Şaşkınlıktan gözlerim kocaman oldu. Tamam, Yağmur her zaman sınır bilmezdi ama bu artık bambaşka bir seviyedeydi. 
"Sen nasıl bir kadın oldun ya! Senin kadar aşa..." hırsla söylediklerime karşılık Yağmur beni umursamadan konuşmamı kesti. "Artık bu laflara karnım tok! Ağlayan sızlayan Yağmur olmanın hiçbir faydasını görmedim! Seni istiyorum ve alacağım demiştim. Bu yüzden buradayım!" dedi kararlılıkla.
Allah'ın manyağı ya! Tam ona doğru yürüyüp kapıyı açacakken Yağmur boynunda bağladığı elbisenin iplerini çözdü ve elbise aniden yere düştü. Sütyen giymemişti. Direkt gözlerimi kapattım. Şoka girmiştim. "Se... Sen ne yapıyorsun?"
Seluruh Hak Cipta Dilindungi Undang-Undang
Daftar untuk menambahkan KAR TANESİ ke perpustakaan Anda dan menerima pembaruan
or
Panduan Muatan
anda mungkin juga menyukai
YARALASAR(Kitap Oldu) oleh Maral_Atmc6
55 Bagian Sedang dalam proses
"Soyun!" "Ne?" Yaşlı adam oturduğu masada kaşlarını çatmıştı ki yanındaki kadın tebessüm ederek bana döndü. "Sadece hırkanı çıkar ve bize sol kolunu göster." Tedirginlik içinde onlara baktığımda uzun bir masada oturan toplam on kişi görmüştüm. Ben kapıya yakın bir yerde duruyordum ve yanımda benimle aynı yaşta olan altı çocuk daha vardı. Sağımdaki kızın sol kolundaki yarasa damgasını gördüğümde sertçe yutkundum. Aynı damgadan benimde kolumda vardı. "Neyi bekliyorsun?" Bu soğuk ses yaşlı adamın sağ tarafında oturan kişiden gelmişti. Başını önündeki dosyadan hiç kaldırmadığı için yüzünü iyi göremiyorum. Hırkamı çıkardığımda benimle aynı hizada duran çocuklar koluma baktı. "Sende Yarasalardan birisin." Yaşlı adamın sesi huzursuz çıkmıştı. "Nasıl damgalandığını hatırlıyor musun?" Yine o adam konuşmuştu ve hâlâ başı önündeki dosyadaydı. İyi hatırlıyordum. "Hayır." Onlara güvenmiyorum. Cevabım ile kalem tutan eli hareketsiz kalmış fakat başını kaldırmamıştı. "Artık bizi neden buraya getirdiğinizi açıklayacak mısınız?" Yanımdaki çocuklardan biri konuşmuştu. Yaşlı adam sıkıntıyla bir nefes alarak bizlere baktı. "Aslında hepiniz aynı çocuk yurdunda bir zamanlar kaldınız. Peşinde olduğumuz biri var ve o yurttaki otuz çocuğu damgaladı. Şimdi yeniden ortaya çıktı ve Yarasaları bulup hepsini öldürüyor." Sanırım Yarasalar biz oluyorduk. "Bizimle işbirliği yapmak zorundasınız, tabii yaşamak istiyorsanız?" Masadakilere döndü. "Herkes kendi eğiteceği çocuğu seçsin. Unutmayın seçeceğiniz çaylaktan siz sorumlusunuz." Burada neler olduğunu anlamıyorum. Masadakiler bizi incelerken o başını hiç kaldırmayan adamın sesini duydum. "Gözlüklü kızı ben eğiteceğim." Burada gözlük takan sadece bendim.
Hacker oleh Son_anka
87 Bagian Lengkap
"Kahretsin! Bu nasıl bir sistem!?" Sinirle arkama yaslanıp ellerimle yüzümü avuçladım. Saatlerdir sisteme giriş yapmakla uğraşıyordum ama bir türlü giremiyordum. Sistemleri fazla kuvvetliydi. Hemde bir şirkete göre fazlasıyla kuvvetliydi. Bu daha çok şüphelenmeme neden oluyordu. Tam tekrar deneyeceğim sırada telefonum çaldı. Arayan Maske idi. Telefonu hızlıca açtım. "Ne buldun?" Ses değiştirme cihazını kullanıyordu. Bu yüzdende sesi çok cızırtılıydı. "Daha giriş yapamadım." Yürek yedim belki de ama doğruyu söylemiştim. "Şafağa kadar kayda değer bir şey bulamazsan kendine kaçacak delik ara." "Efendim, sistemleri çok güçlü. Normalde bu kadar uzun sürmezdi. Lütfen, biraz daha süre verin." "Sana yeterince süre verdim." "Bir gün daha efendim. Lütfen." Telefondan cızırtılı sesler gelmişti. Sanırım nefes veriyordu. "Yarın şafağa kadar vaktin var." Bir şey dememi beklemeden telefonu suratıma kapatmıştı. Hızla tekrar işe koyuldum. Umarım yarın şafağa kadar kayda değer bir şey bulabilirim... (Bu kitabı okuyan/okuyacak olanlar size başta saçma gelse de sonradan ileriki bölümlerde ne olduğunu, neden olduğunu açıklıyorum! Çok saçma, bu ne ya, ne alaka, tarzında yorumlar yapmadan önce sabırla diğer bölümleri okumanızı rica ediyorum! Arada sırada yine de saçmalıklar olabilir, ki bu çok normal bir sürü kitapta var, onlar içinse şimdiden özür dilerim!) * 17/02/2023 Notu: Kitap düzenlenmiştir! *
anda mungkin juga menyukai
Slide 1 of 10
YARALASAR(Kitap Oldu) cover
Hacker cover
MaFyaNıN KaRıSı cover
Mafya'ya Mahkum +18  (BxB) cover
MAHKUM cover
KUZEY (+18) Düzenleniyor  cover
12:30 SEANSI cover
𝗞𝗜𝗦𝗔𝗦    (Tamamlandı) cover
Kelebeğin Ömrü Kısalıyor  cover
HAYATTA KALMA SANATI cover

YARALASAR(Kitap Oldu)

55 Bagian Sedang dalam proses

"Soyun!" "Ne?" Yaşlı adam oturduğu masada kaşlarını çatmıştı ki yanındaki kadın tebessüm ederek bana döndü. "Sadece hırkanı çıkar ve bize sol kolunu göster." Tedirginlik içinde onlara baktığımda uzun bir masada oturan toplam on kişi görmüştüm. Ben kapıya yakın bir yerde duruyordum ve yanımda benimle aynı yaşta olan altı çocuk daha vardı. Sağımdaki kızın sol kolundaki yarasa damgasını gördüğümde sertçe yutkundum. Aynı damgadan benimde kolumda vardı. "Neyi bekliyorsun?" Bu soğuk ses yaşlı adamın sağ tarafında oturan kişiden gelmişti. Başını önündeki dosyadan hiç kaldırmadığı için yüzünü iyi göremiyorum. Hırkamı çıkardığımda benimle aynı hizada duran çocuklar koluma baktı. "Sende Yarasalardan birisin." Yaşlı adamın sesi huzursuz çıkmıştı. "Nasıl damgalandığını hatırlıyor musun?" Yine o adam konuşmuştu ve hâlâ başı önündeki dosyadaydı. İyi hatırlıyordum. "Hayır." Onlara güvenmiyorum. Cevabım ile kalem tutan eli hareketsiz kalmış fakat başını kaldırmamıştı. "Artık bizi neden buraya getirdiğinizi açıklayacak mısınız?" Yanımdaki çocuklardan biri konuşmuştu. Yaşlı adam sıkıntıyla bir nefes alarak bizlere baktı. "Aslında hepiniz aynı çocuk yurdunda bir zamanlar kaldınız. Peşinde olduğumuz biri var ve o yurttaki otuz çocuğu damgaladı. Şimdi yeniden ortaya çıktı ve Yarasaları bulup hepsini öldürüyor." Sanırım Yarasalar biz oluyorduk. "Bizimle işbirliği yapmak zorundasınız, tabii yaşamak istiyorsanız?" Masadakilere döndü. "Herkes kendi eğiteceği çocuğu seçsin. Unutmayın seçeceğiniz çaylaktan siz sorumlusunuz." Burada neler olduğunu anlamıyorum. Masadakiler bizi incelerken o başını hiç kaldırmayan adamın sesini duydum. "Gözlüklü kızı ben eğiteceğim." Burada gözlük takan sadece bendim.