Kolum, onun boynunu tersten sardığında, dizinin içine vurup, minik bir iniltiyle çökmesini sağladım.
Temastan nefret ettiğini biliyordum ve bu benim en büyük kozumdu ona karşı. Silahın namlusunu yanağına sürttüğümde, hemen karşımızdaki kırık aynaya yansıyan çehresisine bakındım.
Öfke dolu.
Güldüm. Dudağımı açıkta kalan boynuna sürterek çenesine geldiğimde dilimi dokundurdum tenine. "Levi Ackerman..." Sesimi onun gibi kısıp, ismini sayıkladığımda, benden uzaklaşmaya çalıştı fakat şu an bu neredeyse imkansızdı. "Sevgili düşmanım, sana dokunmaya bayıldığımı söylemiş miydim?"
--
15.12.2021
"Bir bilsen ne kadar zamandır şunun hayalini kurduğumu." Şakağıma doğru bir öpücük daha kondurdu. "Seni doyasıya öpüp koklamayı." Ardından yanağıma indi öpücükleri. "Geldin ve beni dünyanın en mutlu adamı yaptın." Dudağımdan da öpüp alınlarımızı birbirine yasladı. "Seni çok seviyorum. Seni senden çok seviyorum."
Bu kez ben dudaklarına ufak bir öpücük bırakıp ayrıldım. "Seni çok seviyorum. En az beni sevdiğin kadar seviyorum seni." Kollarımı boynuna dolayıp yüzümü boynuna gömdüm. Kokusunu içime çektim.
Çok özlemiştim.