DİLAY HANIM
  • Reads 125,073
  • Votes 7,808
  • Parts 43
  • Reads 125,073
  • Votes 7,808
  • Parts 43
Complete, First published Dec 15, 2021
TANITIM
İki düşman bakışın çakışmasıyla genç kız alaycı bir şekilde gülmüştü. Karşısında ki adama tahammül sınırları oldukça tükenmişti. Adamın da ondan aşağı kalır yanı yoktu. Yıllar sonra döndüğü evde yine aynı manzarayla karşılaşmıştı. Karşısında ki kadın yüzünden kolundaki kadının varlığını dahi unutmuştu. 
Dilay Yavuz...
 Hayır yıllar önce Dilay Bozkurt olmuştu! Adam hala onu boşamayı unuttuğuna inanamıyordu. Evlendikleri gecenin sabahında kızın gözlerinin içine bakarak alaycı bir şekilde konuşup boşanma evraklarını imzalatıp büyük evden ayrılmıştı. Ailesi oldukça variyetli olmasına rağmen şehirden yarım saat uzaklıktaki bu büyük çiftlik evinde kalmayı seviyordu. Kısa bir süre etrafı inceledikten sonra yeniden önünde ki kadına dönmüştü. Kadının gözlerinde ki o bakışı ölse unutamazdı. Aynı bakış şimdide kadının gözlerinde vardı. 
Tiksinti!
Kadının gözleri kolunda ki kadına takılınca adam gerildiğini hissetmişti. Dilay hiç bir şey söylemeden çiftliğin kapısından içeriye girerken adam arkasından sadece bakmıştı. Babası olmasaydı Dilay ile asla evlenmeyeceğini biliyordu. 
Ama görüyordu ki gittiğinden beri çiftlikte pek bir şey değişmemişti. Kadın hala çiftliğin sahibi olarak dolanıyor, etraftakilerin hayran bakışlarını üzerine topluyordu. 
Dilay güzeldi! 
Kahretsin ki eskisinden bile daha güzeldi. Dişlerini sıkarken en büyük imtihanının başladığından habersizdi.
All Rights Reserved
Sign up to add DİLAY HANIM to your library and receive updates
or
#9ikizler
Content Guidelines
You may also like
GECENİN İZİ by hisssizyazar
38 parts Ongoing
Yağmur yağıyor, her yeri sel alıyordu. Sokaktaki insanlar ıslanmamak için oradan oraya koşuyor, trafik arabalar sayesinde tıkanıyordu. Şemsiyesi olan insanlar rahat bir şekilde yolda yürüyordu. Şemsiyesi olmayanlar ise şanssızdı. Yağmurdan ıslanmamak için korunacak yer arıyorlardı. Şemsiyesi olmayan, elinde kalın hukuk kitapları, üzerindeki deri ceketi ile rahatça yürüyordu İzem. Acelesi yoktu. Islanmayı seven biriydi. Küçükken babası onu sokağa attığında yağmurun altında kendi kendine eğlenir, biriken suların üzerine zıplardı. Uzun kahverengi saçları ıslanıp birbirine karışmıştı. Elindeki hukuk kitapları çantasına sığmadığı için elinde sımsıkı tutuyor, ıslanmamaları için boynundaki kahverengi atkıyı kitaplarına siper ediyordu. İzem Karasu. Üniversite son sınıf öğrencisiydi kendisi. Yirmi üç yaşında, geleceğinin hayallerini kuran ve başarılı bir savcı olmayı hedefleyen bir hukuk öğrencisiydi. Son yılının bitmesine ve mezun olmasına sadece aylar kalmıştı. Metro durağına inen yürüyen merdivenleri görene kadar normal hızda yürümeye devam etti. Yürüyen merdivenler gözüne çarpar çarpmaz adımlarını hızlandırdı. İzem dışarıdan çok sert görünürdü. Bakışları her zaman insanlara nefretle bakardı. Oysaki sıcakkanlı biriydi. Sevdiklerine karşı çocuksu olurdu. Merhametli ve sevecendi. Soğuk olduğu insanlara acımazdı. Metro durağına geldiğinde metro gelmişti bile. İnsanlar birbirlerini ittirerek metroya ulaşamaya çalışıyordu. Sanki birbirlerini itmeseler metroya binemeyecek gibi bir halleri vardı. .....
EN ÇOK KİM YANDI?  2 (Acı Aşk.) by nurcanturali
46 parts Ongoing
Buz gibi bir sesle "Sen ne yaptığını sanıyorsun." diye sordu. Ürkütücü sesi dalga dalga kulaklarını bulduğunda gözlerindeki yaşlarda can buldu ve yanaklarını ıslattı. Hala hangi yüzle karşısına çıkabiliyordu. Sessiz kaldı. Cevap vermek onun varlığını kabul etmek demekti. Karşısındaki celladı kendinde öyle büyük bir yara açmıştıki ne sara biliyor nede öfkesini atabiliyordu. Sorduğu soruya hiç bir tepki vermeyen kadına öfkeyle baktı. Yağmur şiddetini arttırırken genç kadının üzerindeki giysi tüm hatlarını ortaya koyuyordu. Kendilerini uzaktan izleyen korumalara başıyla uzaklaşmalarını söyledi. Dizlerinin üzerine çöken kadını kollarından tutup ayaklarının üzerinde basmasını sağladı. "Sana bir soru sorduğumda bana cevap ver." diye kükredi. Beyza için dokunması kabul edilemez bir durumdu. Midesinin kasıldığını hissetti. Neredeyse kusacaktı. Kendini geri çekmeye çalıştı. Fakat o kadar sıkı tutuyordu ki başarılı olamadı. Karşısındaki adama öyle bir baktı ki ölüm kadar soğuktu. Sesi ise buz gibi çıktı."Üzerimdeki pislikten kurtulmaya çalışıyorum." Oktay duyduklarıyla tokat yemiş gibi oldu. Ne bekliyordu ki bir kadına yapılacak en büyük kötülüğü yapmıştı. Ama ne zaman Beyza karşısında dursa aklına Tunc geliyordu. İkisi arasındaki ilişkinin boyutunu tahmin ettiğinden öfkesi küçük bir kıvılcımda olsa yeniden alevleniyordu. Gelene kadar kendisine sakin olmasını söyleyip durdu. Şimdi ise öfkesi pişmanlığının üzerine çıkmıştı. "Senin üzerinde biriktirdiğin pisliği yağmur damlaları temizlemeye yetmez." dedi ve genç kızı kolundan tuttuğu gibi çekiştirmeye başladı. "Bırak beni hayvan herif." Oktay gözü dönmüştü "Merak etme birazdan bırakacağım." dediğinde genç kadının direnmesi hiçbir fayda sağlamadı. Sürükleyerek getirdiği havuzun başında durdu ve "Seni ancak bu temizler." dedi
You may also like
Slide 1 of 10
HURDAHAŞ cover
DİLJİN cover
gay seks hikayeleri 1 cover
♦Karo'nun ♦ Nefesi♦ cover
GECENİN İZİ cover
YENİ BİR HAYAT (TAMAMLANDI) cover
EN ÇOK KİM YANDI?  2 (Acı Aşk.) cover
BEYAZ LEKE cover
Berdel +18 cover
BEGONVİLLİ EV (KİTAP OLDU) cover

HURDAHAŞ

21 parts Ongoing

'Sik kadar çocuktum bunu gördüğümde. Sevişmenin ne demek olduğunu bir ihanette öğrendim ben Alin.' Hıçkırıklarıma engel olamazken bitsin diye dualar ediyordum. 'Neyse seni daha fazla parçalamak istemiyorum, sonra babam bir gün görevden döndü ve annem ona bunu anlattı.' Gözleri çok ruhsuz bakıyordu, hiç mi acımıyordu içi? Elimi yanağına kaldırmaya çalışırken diğer eliyle bileğimi tutarak bana engel oldu. 'Babam arkasını döndü ve gitti. Ne bağırma, ne çağırma. Hiçbir şey, Alin.' Alnını alnıma yaslayarak fısıldamaya devam etti. 'Koca bir hiçlik kız çocuğu. Birini nasıl öldürürsün biliyor musun? Ne yaparsa, nasıl isyan ederse etsin ona kayıtsız kalmak.' Kaşları çatılırken alnını alnımdan kopardı ama mesafemizi açmadı. 'Babam annemi öldürdü, kayıtsızlığıyla.' Sınırların olmadığı, hurdahaş bir hikayeydi bu.