Küçükken annem bazı zamanlar sarı papatyam diye seslenirdi bana, beni sevdiğini o zaman anlardım. En sevdiğim yemeyi yaptıysa bağırdığı için özür dilediğini, yeni oyuncak alırsa da mutlu olmamı istediğini anlardım. Kelimeleri kullanmazdı benim gibi, çoğu zaman başka yöntemlere başvururdu.
Okyanus ise annemin aksine bana kelimelerin şefkatini öğretmişti, bu yüzden zihnimin çoğunu onun sesi kaplardı.
O gidince kelimeleri de gitmişti.
Ta ki sarışın, çilli, kelimelerden daha çok şefkat taşıyan bir çocukla tanışana dek.
"Sarı papatya," dedim ona. "Sana bundan sonra sarı papatya diyeceğim."
Başlama Tarihi: 16 Kasım 2018
Sevmediğiniz yüzünü dahi görmediğiniz bir adamla evlenmek nedir bilir misiniz?
"Abi yapma kurbanın oluyum!"
Ağlayan gözlere abime baktım, baba yarıma en değerlime.
"Ben diyeceğimi dedim, iste yada isteme Azad'la evleneceksin Evin."
...
Mutfağa girip elerimi tezgaha yasladım. Arkamda hissettiğim kara gölge ile kaşlarımı çatıp arkamı döndüm. Uzun boylu, kumral özenle şekillenmiş saçları, yeşil ormanı andıran gözleri ile karşımda duran adama baktım.
"Ne işin var senin burda?"
Elerini cebine koyup rahat bir ifadeyle parmak uçlarında yükseldi.
"Müstakbel karnımı görmek istemiş olamamı?"
Sinirle burnumdan soludum.
"Ben senin o tanıdığın kızlara benzemem bir tane çarparım ağzının üstüne!"
Yeşil hanelerini kısarak baktı yüzüme.
"Bu sözlerini sana yerdireceğim zamanı iple çekiyorum Ceylan gözlü."
Sonda kullandığı hitapla dudaklarımı yaladım. Gözleri dudaklarıma kayınca vücudum gerilmişti...
(İmdadım kitabımı okuduktan sonra bu kitabıma okumanızı tavsiye ediyorum kafanızın karışmaması için.)
Evin ve Azad
(kurgu; yetişkin içerik bulundurur.)