Ve hayatımı adeta kökünden değiştirecek o cümleyi kurdu,
"Yıllar önce yürütülen bir deney için iki Bebek iki farklı aileye verildi. Bir aile başlarda sorumsuz, bilgisiz ve tecrübesizdi. Bir diğer aile ise tam tersine sorumlu, bilgili ve tecrübeliydi. Bu deney insan psikolojisi için yürütülüyordu. Çocukların psikolojisini gerçekten büyüme şekli mi bozuyordu yoksa genlerinden mi geliyordu? Deney ilk başladığında çok mantıklı bir şey yapıyormuşuz gibi gelmişti tâ ki deneyi yürüten en kıdemli görevlinin vefatına kadar..."
(...)
Saçları altın sarısı, gözleri gök mavisi bir kız çocuğu, üstünde mevsimlik elbisesi yüzünde kocaman bir gülümseme. Abisine koşuyordu kırlarda, minik kahramanına, ona sarıldığında sanki tüm dünya dikilse karşısına hepsini yıkabilirmiş gibi geliyordu.
(...)
'Mevsimlik elbisemle, cenaze alayını süslüyordum sanki. Yanımda kocaman, güçlü cüssesiyle abim vardı. Yaşlı bir çınar ağacına yaslanır gibi yaslanmıştım abime. Gözyaşlarım gözlerimden bir bir dökülüyorlardı...'