"Buraya yolu düşen herkesin bir acısı, bir amacı, bir geçmişi vardır. Sığınak'a gelen yolu yürüdüysen ve eğer şimdi buradaysan mutlaka kalbine sığdıramadığın, yüzleşmekten kaçındığın bir yaran vardır." İşaret parmağıyla havada ufak, hayali bir daire çizerken etrafını gösterdi. "Hepimizin olduğu gibi."
Aynı yerde yarası olanlar, birbirlerini görürler.
Burası Sığınak. Burası, savunmasız ruhların mabedi. Sen, ben ve biz... Herkesin kendini bulduğu, kendisi olduğu yer.
Yağmurdan kaçarken, doluya tutulmamak için altına girdiğin çatı...
Burası, acılar diyarı.
Ve sen, Sığınak'a hoş geldin.
Yeryüzünü zehirli bir sarmaşık gibi tamamen hakimiyeti altına almaya, dengesi bozulan adalet terazisini dengede tutmak adına bu yolda kendini dahi feda etmeye ant içmiş bir örgüt lideri...
Onun kurduğu düzeni alaşağı etmek adına örgüte sızan iki polis...
"Herkesin gözü yeraltında ama kimse başını kaldırıp da yukarı bakmıyor."
*Not; Kitabın kişi veya kurum, kuruluşlarla hiçbir bağlantısı veya alakası yoktur. Kitapta bununla ilgili bir atıfta bulunma yer almamakla birlikte, suçlayıcılık yoktur. Olay örgüsü tamamen hikayeleşmiş bir kurgudan ibarettir. Tüm olaylar ve şahıslar kurgudur.
Ben Dilda Mardinin en büyük aşiretin kızı Amed ağanın torunu Dijwar kalkanın kızıyım.
Babasının işkenceleriyle dedesinin hor görüşleriyle büyüyen Dildan Kalkan.
...
Baran Temizer koca Mardinin korktuğu konuşurken başını yere eğdiği yolda karşılaşan insanların yolunu değiştirdiği sert ifadesinden ödünç vermeyen acımasız merhamet duygusu olmayan insanların zalim dediği Baran ağa.
Elini serçe masaya vurdu.
"Ne demek berdel olur topunu siktiğimin piçi benim kardeşimi kaçırıyor ölüm karar verilmesi gerekirken ne demek berdel!"
"Karar verilmiştir."
Duygularıyla yere yığılan dilda kafasını eleri arasında aldı nasıl berdel olurdu hayalleri vardı önce babasından kurtulacak sonra okuyup avukat olucaktı nasıl yapardı nasıl Mardinin en zalim ağasıyla evlenirdi.
Baran ve dilda
🖤
(Kurgu; yetişkin içerik bulundurur.)