SIĞINAK
  • Reads 37,750
  • Votes 2,390
  • Parts 43
  • Reads 37,750
  • Votes 2,390
  • Parts 43
Ongoing, First published Dec 26, 2021
Mature
"Buraya yolu düşen herkesin bir acısı, bir amacı, bir geçmişi vardır. Sığınak'a gelen yolu yürüdüysen ve eğer şimdi buradaysan mutlaka kalbine sığdıramadığın, yüzleşmekten kaçındığın bir yaran vardır." İşaret parmağıyla havada ufak, hayali bir daire çizerken etrafını gösterdi. "Hepimizin olduğu gibi."

Aynı yerde yarası olanlar, birbirlerini görürler.

Burası Sığınak. Burası, savunmasız ruhların mabedi. Sen, ben ve biz... Herkesin kendini bulduğu, kendisi olduğu yer. 
Yağmurdan kaçarken, doluya tutulmamak için altına girdiğin çatı...
Burası, acılar diyarı. 

Ve sen, Sığınak'a hoş geldin.

Yeryüzünü zehirli bir sarmaşık gibi tamamen hakimiyeti altına almaya, dengesi bozulan adalet terazisini dengede tutmak adına bu yolda kendini dahi feda etmeye ant içmiş bir örgüt lideri...

Onun kurduğu düzeni alaşağı etmek adına örgüte sızan iki polis...

"Herkesin gözü yeraltında ama kimse başını kaldırıp da yukarı bakmıyor."

*Not; Kitabın kişi veya kurum, kuruluşlarla hiçbir bağlantısı veya alakası yoktur. Kitapta bununla ilgili bir atıfta bulunma yer almamakla birlikte, suçlayıcılık yoktur. Olay örgüsü tamamen hikayeleşmiş bir kurgudan ibarettir. Tüm olaylar ve şahıslar kurgudur.
All Rights Reserved
Table of contents
Sign up to add SIĞINAK to your library and receive updates
or
Content Guidelines
You may also like
ESİR by gizzemasllan
69 parts Complete
"Öldürün o zaman." Duyduğum sert ve soğuk sesle irkildim. Sanki normal bir şeymiş söylüyormuş gibi bir çırpıda söylemişti. Bunların bana yardım etmelerini beklerken daha tehlikeli çıkmışlardı. Ölüm emri verilen adama bakıp vicdanımın sesine engel olarak usulca geldiğim yoldan geri döndüm. Yanlarından birkaç metre uzaklaşmışken bir silah sesi duydum. Bağırmamak için kendimi tutarak korku dolu gözlerimi adamlara çevirdim. Az önce ölüm emri verilen adam başından akan kanla yerde cansız bir şekilde yatıyordu. Diğerleri de başında hâlâ bir şeyler konuşmaya devam ediyorlardı. Yerdeki ölü adama bakıp kaldım. Hiç acımadan, bir saniye bile düşünmeden öldürmüşlerdi adamı. "Sen de kimsin?" Birinin beni fark etmesiyle hepsi bir anda bana döndü ama ben sadece az önce ölüm emrini veren adamın soğuk gözlerine baktım. "Ben şey..." Sustum. Söyleyecek bir şey bulamadım. Karanlıktan dolayı yüzlerini net olarak göremedim. "Sen ne?" dedi, bana doğru bir adım attı. Eş zamanlı olarak geri gittim. Bir saniye olsun bakışlarını benden çekmezken yutkundum. "Ben hiçbir şey görmedim." Tek kaşı kalktı. "Bizi mi izliyordun?" Korkuyla birkaç adım daha geri gittim. "Öyle bir amacım yoktu." Yine bana doğru bir adım attı. Korkudan tüm bedenim titremeye başladı. "Ne amacın vardı?" Cevap vermek istedim ama söyleyecek bir şey bulamadım. Tek istediğim şey şu an buradan kaçıp gitmek. Gözlerim adamın elindeki silaha kaydı. Bu daha çok korkmama neden olurken daha fazla durmanın bana bir faydası olmayacağına kanaat getirdim ve koşarak yanlarından uzaklaştım. "Yakalayın şunu!" Arkamdan bağırdı. Bunu duymak daha hırslı bir şekilde koşmama neden oldu. Resmen başımdaki bela birken iki olmuştu. Koskoca ormanda bir mafyadan kaçarken bir başkasının kucağına düşmüştüm.
GECENİN İZİ by hisssizyazar
33 parts Ongoing
Yağmur yağıyor, her yeri sel alıyordu. Sokaktaki insanlar ıslanmamak için oradan oraya koşuyor, trafik arabalar sayesinde tıkanıyordu. Şemsiyesi olan insanlar rahat bir şekilde yolda yürüyordu. Şemsiyesi olmayanlar ise şanssızdı. Yağmurdan ıslanmamak için korunacak yer arıyorlardı. Şemsiyesi olmayan, elinde kalın hukuk kitapları, üzerindeki deri ceketi ile rahatça yürüyordu İzem. Acelesi yoktu. Islanmayı seven biriydi. Küçükken babası onu sokağa attığında yağmurun altında kendi kendine eğlenir, biriken suların üzerine zıplardı. Uzun kahverengi saçları ıslanıp birbirine karışmıştı. Elindeki hukuk kitapları çantasına sığmadığı için elinde sımsıkı tutuyor, ıslanmamaları için boynundaki kahverengi atkıyı kitaplarına siper ediyordu. İzem Karasu. Üniversite son sınıf öğrencisiydi kendisi. Yirmi üç yaşında, geleceğinin hayallerini kuran ve başarılı bir savcı olmayı hedefleyen bir hukuk öğrencisiydi. Son yılının bitmesine ve mezun olmasına sadece aylar kalmıştı. Metro durağına inen yürüyen merdivenleri görene kadar normal hızda yürümeye devam etti. Yürüyen merdivenler gözüne çarpar çarpmaz adımlarını hızlandırdı. İzem dışarıdan çok sert görünürdü. Bakışları her zaman insanlara nefretle bakardı. Oysaki sıcakkanlı biriydi. Sevdiklerine karşı çocuksu olurdu. Merhametli ve sevecendi. Soğuk olduğu insanlara acımazdı. Metro durağına geldiğinde metro gelmişti bile. İnsanlar birbirlerini ittirerek metroya ulaşamaya çalışıyordu. Sanki birbirlerini itmeseler metroya binemeyecek gibi bir halleri vardı. .....
You may also like
Slide 1 of 10
İMDADIM cover
Berdel +18 cover
Kaybolan Yıllar| Asker & Savcı cover
AYNI BIÇAĞIN SIRTINDA (+18) cover
GÖNÜL ŞİFASI cover
Lavin cover
BUZ DAĞI (Gay) cover
ESİR cover
Kara Gül  cover
GECENİN İZİ cover

İMDADIM

23 parts Ongoing

Ben Dilda Mardinin en büyük aşiretin kızı Amed ağanın torunu Dijwar kalkanın kızıyım. Babasının işkenceleriyle dedesinin hor görüşleriyle büyüyen Dildan Kalkan. ... Baran Temizer koca Mardinin korktuğu konuşurken başını yere eğdiği yolda karşılaşan insanların yolunu değiştirdiği sert ifadesinden ödünç vermeyen acımasız merhamet duygusu olmayan insanların zalim dediği Baran ağa. Elini serçe masaya vurdu. "Ne demek berdel olur topunu siktiğimin piçi benim kardeşimi kaçırıyor ölüm karar verilmesi gerekirken ne demek berdel!" "Karar verilmiştir." Duygularıyla yere yığılan dilda kafasını eleri arasında aldı nasıl berdel olurdu hayalleri vardı önce babasından kurtulacak sonra okuyup avukat olucaktı nasıl yapardı nasıl Mardinin en zalim ağasıyla evlenirdi. Baran ve dilda 🖤 (Kurgu; yetişkin içerik bulundurur.)