Parmaklarının tersiyle kadının elmacık kemiğini okşadı adam. "Benim kalbim düğününü bir hafta sonraya istiyor ise haber salın herkese, hazırlıklar başlasın.Dilden dile dolaşsın: Behram ağa sevdiğine kırk gün kırk gece düğün yapacakmış desinler.Öyle bir kadın ile evleniyormuş ki: Bir bakan güzelliği karşısında kör olur,nutku tutulur...Sanki gökten inmiş bir melek, sanki uzak diyarlardan gelmiş bir prenses...Böyle konuşsun herkes." Seyran'ın hâlâ cevap vermediğini gördüğünde,'Öyle mi?' dercesine baktı. "Ey gönlümün baharı...Ey kışımı yaza çeviren...Ey beni karanlık kuyulardan çekip çıkaran...Ey hayatıma bir güneş gibi doğan...Ey hayatıma anlam katan...Ey tek bir kelamı ile kalbimi yerinden eden...Ey kokusu ile beni mest eden...Ey tek bir hareketi ile beni benden alan sevdiğim: Söyle bana, kalbimi mi istersin? O hâlde al kalbim sana ait olsun.Kalbim ne ki, canım yoluna feda olsun..." Ve devam etti sözlerine. Kadının önüne gelen birkaç tutam saçını omuzunun gerisine ittirdi.Kadını çenesini kavrayarak bakışlarını yüzünün her bir santiminde gezdirdi. "Ahh..." Dedi acı çekiyormuş gibi."Bu kusursuzluğu iki kelime ile anlatmak o kadar zor ki....Nutkum tutuluyor,nefesim kesiliyor sanki..." Boşta kalan elini kadının kalbinin üzerine koydu. "Sen bana Rabbim'in emanetisin.Ve ben emanetime gözüm gibi bakacağım.Nefes aldığım sürece saçının tek teline, tırnağının ucuna zarar gelmeyecek.Sana uğrayacak olan zararı canım pahasına engelleceğim.Ellerimi saçlarını okşamak için kullanacağım, güçlü kollarımı ise senin önünde siper olup sana gelecek olan zararı engellemek için..."All Rights Reserved