Efsanelere göre kuşların hükümdarı olan Zümrüd-ü Anka kuşunun özelliği gözyaşlarının şifalı olması ve yanarak kül olmak suretiyle ölmesi, sonra ise kendi küllerinden yeniden dirilmesiymiş. Özgürlük denilen kavramın bende karşılığı olmadığı zamanlar hayatım yangının ortasında yanmamaya çalışmak gibiydi. Tabii ki bunu başaramamış ve alevlere teslim olmak zorunda kalmıştım. Her gün biraz daha yanıyordum ve her gün biraz daha küle dönüşüyordum. Yok oluyordum aslında. Özgürlük kavramının içimde hayat bulmasıyla ise ilk defa yaşadığımı, nefes aldığımı hissetmiştim. Küllerinden dirilen bir Anka kuşu misali hayata tutunmuştum.
~~~~~Ayak sesleri duydum arkamdan. Bana yaklaşırken hissetmiştim kokusunu. Orman. Durdu önce, kesik nefes alışı dinlendirdi ruhumu. Sonra elini elime yasladı. Hayal kırıklıklarımı sardı huzuru. El ele tutuştu ikisi. Yavaşça çekti uçurumdan. Sımsıkı tuttu elimi. Hayal kırıklıklarım, huzuruna kavuştu. Bu benim içimde başka bir yangını körükledi. Ateşler ortasında kaldım ama huzur iliklerime ulaşmıştı.
Derin bir nefes aldım. Yeniden mi doğmuştum? Bedenim, ciğerlerim oksijene aç kalmıştı sanki. Titrekçe nefesi verdiğimde arkama döndüm. Bakışlarımız kesiştiğinde içim titredi sanki. Hayır, soğuktan değildi. Huzur sarmıştı beni. Onun bakışları orman gibi hissettiriyordu. Ürkütücü olsa bile huzuru bulduğum yerdi. Onun bal rengi gözleri ağaçları temsil ediyordu. Yüzlerce,binlerce ağaç...
Onun gözleri bir ağacın gövdesi iken benim gözlerim o ağacın yapraklarıydı. Kendimi o ağaca yasladım. Güven kokan, sağlam, huzurlu ağaç..
Uzun uzun baktı, inceledi. Ağzını açtı, kapattı. Dakikalar geçti belki. Düşüncelerini kontrol etmekte zorlanıyor muydu sanki? Ağzını araladı ve benim belki de ilk kez umut hissedeceğim o kelimeleri söyledi.
"Ruhunu kurtaracağım."
Sırf kuzeni için Mardin'in Acımasız ağasına kurban edilen Larin...
Annesi için berdeli kabul eden Baran ağa...
Kuma yoktur!
Bol bol +18 sahneleri olacaktır!
Bunları dikkate alarak okursanız çok
sevinirim canlarım:)
Kıskançlık bol bol vardır!