Emare
  • GELESEN 301
  • Stimmen 8
  • Teile 2
  • GELESEN 301
  • Stimmen 8
  • Teile 2
Abgeschlossene Geschichte, Zuerst veröffentlicht Dez. 30, 2021
Erwachseneninhalt
"Neden öldüremiyorum seni?" Sesimde yatan enkaz aslında tüm duygularımı belli ediyordu.

Gözleri suskunca izledi. "Oysa yemin etmiştim öldürmeye. Yapamıyorum. Dudaklarım dudaklarına böylesine can atarken kıyamıyorum sana. Koynunda huzuru bulurken öldüremiyorum seni. Biliyorum ki yaparsam en çok ben ölürüm," diye bildim. Bu sadece kendime olan kabullenişimdi.

Gözlerinde nefret aradım. Yoktu. Beni mest eden yeşilleri şefkati barındırıyordu. Bir çok duygu vardı gözlerinde. Fakat nefret yoktu. Parmak boğumları ince tellerimi narince okşadı. Ve ben yine ona yenildim. 

Göz pınarlarımı zorlayan zehrimi akıttım. Alınlarımız bir birine yaslanırken bir hıçkırık koptu dudaklarım arasından. Bedenim bir ekim yaprağı titredi. Altın harelerim hiç doyamadı gözlerine. Parmakları gözlerimden akan yaşları sildi. 

"O zaman izin ver ölürken dudaklarında can bulayım." Firar eden kelimeleri bir serzenişti. Gözyaşlarıma bulanmış eli bıçak tutan elimi kalbine hizaladı. Ben ilk kez birini öldürmekten korktum. Konuşamadım. Belki kelimeler yetmedi, belki cesaret. Dudakları usulca dudaklarımı kavradı. Öpüşü diğer öpüşlerine nazaran yavaştı. Kırmaktan korkar gibi narince öpüyordu.

Dudaklarımız arasına tuzlu tat karışırken gözlerimi daha sıkı kapattım. Gerçeği kabullenmek istemedim. Eli bıçak tutan elime biraz daha baskı uyguladığında dudaklarım daha da hoyratça yapıştı dudaklarına. Bırakmak istemedim. Dudaklarımız arasına karıştı sessiz feryatlarım. Kollarım arasında sevdiyim adamı öldürürken bende öldüm.
Alle Rechte vorbehalten
Melden Sie sich an und fügen Sie Emare zu deiner Bibliothek hinzuzufügen und Updates zu erhalten
oder
Inhaltsrichtlinien
Vielleicht gefällt dir auch
ÖTANAZİ OKULU(Kitap Oldu) von Maral_Atmc6
15 Kapitel Laufend Erwachseneninhalt
Dilsiz bir kızın kalbi tüm kötülükleri kendisine çekiyordu. Hiçbir kalp bu kadar değerli olmamıştır. Yeşil, Ötanazi Okulu'na sürgün edildiğinde o yıllarda henüz bir çocuktu. Öz babasının onu nasıl bir yere mahkûm ettiğini bile bilmiyordu. Ötanazi Okulu, Amerika Birleşik Devletleri'ne bağlı olan Alaska'da açılmış karanlık bir okuldu. Bildiğiniz tüm o okulları unutun çünkü Ötanazi Okulunda öğretmenler ders vermiyordu. Her biri kendi dalında uzman bilimcilerdi ve oradaki amaçları bir okul dolusu öğrencinin üzerinde deneyler yapmaktı. Öğrenciler ise sıradan öğrenciler değildi çünkü her biri idam cezası almış mahkûmlardı. Okul onları satın alarak kendi deneylerinde kullanan karanlık bir girdaptan farklı değildi. Bir kez içine girince çıkmak mümkün değildi. Yeşil tüm o tehlikeli mahkûmların içinde göğsünde değerli bir kalple yaşamak zorundaydı. Herkes onun kalbini isterken kurtların içine atılmış bir kuzudan farklı değildi. Kalbini isteyenlerden biri de öz babasıydı. Babasının onun kalbi için okula tehlikeli bir suikastçı göndermesiyle, belki de tüm ezberler bozulmaya başlamıştı. Avcı'da her zaman bu kadar acımasız değildi. Özellikle ateşten kızıl saçları olan ve bir katile gülümseyen hasta bir kadını tanıyana kadar. Şimdi karar verme sırası ondaydı. Avını öldürmeli mi, yoksa korumalı mı? Sayfalar üzerinde konuştuğu bu dilsiz kadınla tam olarak ne yapmalıydı? "Kadın kandan korkuyordu, adam ise kan kokuyordu. Şimdi sen söyle; böyle bir durumda kadın özleyebilir mi ölüm kokan bir adamı?" dedim. "Kadın aptaldı adam ise kadına kör. Şimdi sen cevap ver; her şeye, herkese ve özellikle küçük bir kadına kör olan bir adam bekleyebilir mi kadın tarafından özlenmeyi?" diyerek bana cevap verdi.
Vielleicht gefällt dir auch
Slide 1 of 10
SONSUZ cover
BEYAZ LEKE 2  cover
ÖTANAZİ OKULU(Kitap Oldu) cover
YOZLAŞMIŞ HARABELER cover
SOKAK NÖBETÇİLERİ ALBÜMÜ  cover
BEYAZ LEKE 🖤 tdç cover
SOKAK NÖBETÇİLERİ cover
İNTİKAM cover
SEVDA KONMUŞ DALLARIMA  cover
Ötanazi Okulu 5 cover

SONSUZ

59 Kapitel Abgeschlossene Geschichte

"ÇIĞIR AÇANLAR Kategorisi - The Wattys 2016 Ödülü Sahibi" Mutluluk yoktu, sevinç yoktu, heyecan yoktu, korku yoktu, üzüntü yoktu, acı yoktu, hiçbir şey yoktu. Sadece saatin her geçen saniye vücuduma bıçak gibi saplanan akrep ve yelkovanı vardı. Bu saat sonsuzdu, sonsuzluktu. Ben sonsuzdum, sonsuzluktum. Eğer bu bir infazsa; zaman cellâttı, bense mahkum. Yayın tarihi: 20.12.2014 Bitiş tarihi: 17.09.2016 Tüm telif hakları saklıdır. Hiçbir şekilde kopyalanamaz ya da paylaşılamaz aksi takdirde gerekli yasal işlemler başlatılacaktır.