Fotoğrafçı bir kız, fotoğraf çekilmekten nefret eden bir çocuk...
Babasıyla kavga eden defne. Evden uzaklaşıp kumsalın kenarında alıyor soluğu. Karşısındaki bir grup gencin eğlendiğini görünce kamerasını çıkartıp fotoğraf çekmeye başlıyor. Kamerasını yerine geri bıraktığında, bir kaç dakika sonra omzunda bir el beliriyor...
"izinsiz fotoğraf ha?"
🖤
Acıyı hissetmeyen kız, yaralarını saran çocuk...
Yollar aşıldı, gözler açıldı.
Bir elmanın iki yarısı yıllar sonra tekrar karşılaştı.
Kehanetmişcesine bir çekim, olağandışı o gecede başladı.
Mutlu yıllar, mutlu yıllar bana... Bize...
(Bölümleri okudukça, her cümle sizin için bir öncekinden daha anlamlı gelecek.)
🖤
Huzur kokan adam, huzuru bilmeyen kadın...
Gülümsemem çoğalırken, en iyi doğum günü hediyemi aldığımı düşündüm. Zifiri karanlıkta önümü göremezken bir ayak sesi duyuldu keskin seslikte. Ve o sırada, belime bir el dolandı. Ben ne olduğunu anlamazken, elimdeki sigara yere düşmüştü. Zifiri karanlıkta sadece bir süliet olarak görüyordum karşımdaki adamı. İki elinide belime yerleştirdi. Dans etme pozisyonunda dururken, bana yaklaştığını nefesinin yüzüme çarpmasıyla anladım.
"Bu dansı bana lütfeder misin?" dedi fısıldayarak.
Bakışlarım kim olduğunu anlamak istese de nafileydi... Burası çok karanlıktı. Seçmeye çalışıyordum ve hatta bunun için olağanüstü bir çaba gösteriyordum fakat, uzun boyu bunu daha da zorlaştırıyordu. Ben o'nu göremezken, o beni burada nasıl görmüştü de yanıma gelmişti ki?
En önemli soru bu kimdi ve neden benimle dans etmek istiyordu?
Size ikinci bir şans verildiğinde bunun için canınız pahasına savaşmalısınız. Hele ki üçüncü bir şansınızın asla olmayacağını bildiğinizde elinizde olan tek şansa sıkı sıkıya tutunmalısınız.
Tehlikeli bir örgüt olan Dseth'te suikastçi olan Ameya'nın Slater adındaki askeri birliğe sığınmasıyla başlayan hikaye, Ameya'nın bilmediği gerçeklerle teker teker yüzleşmesiyle devam ediyor.