Yaşarken ölmek diye bir şey vardı bu dünyada. Ruhumuz kendisini Azrail'e teslim etmiş olmasa bile nefes almaya son vermemiz gerekir. Ölüm ensemizde sinsice dolaşan bir kara bulutken ve geceleri üzerimize çöken bir karabasanken, beni canlı ele geçirmeyi tercih etmişti. Şimdi ise o kara bulut benim tüm ruhumu ölüm ile karartmıştı. Ölüm bizim için sonsuz bir uyku değildir, sonsuza açılan kaçınılmaz bir uyanıştır aslında.
Ben Efnan Sare Karabulut, yani aslında Efnan Karabulut. Doğduğumuz o günden beri birimiz ölü ve birimiz diri olmalıydı. Ölü kalan taraf ise her zaman bendim. Azrail bana gelmeden, doğduğum gün bana ölüm ile gelmişti.
Kehribar'ın zehri'nin, küllü mavilerimi zehirlemeye başlamasıyla birlikte felaketimde başlamıştı.
Hiç bir şey eskisi gibi değildi artık...
Konu:
Bir hemşire işine yine her zamanki gibi geç kalır ve patronu onu işten kovar, hemşirenin Nehir diye bir arkadaşı vardır ve ona iş ilanı verebileceğini söyler. Hemşire eve geri döndüğünde akşama kadar iş arar fakat bulamaz, bu yüzden de arkadaşı Nehirin dediği gibi iş ilanı verir...
İşte her şey o ilana cevap geldikten sonra başlar.