Kerem genç kızın boynunu koklayıp usulca fısıldadı "Bana öyle sıkı sarıl ki..."
Gizem genç adama sıkıca sarılıp, yarım kalan cümleyi tamamladı "Kokun üstümde kalsın."
İki gencin gözleri buluştuğunda tüm dünyanın sesleri susmuştu ve sadece bakışları söylüyordu aşkın şarkısını. Ne dudakları birleşti, ne bakışları birbirini terk etti. Öylece izlemek yetiyordu hissetmelerine. Ve sarılmak, en güzel sahiplenme jestiydi onların dilinde. Aşkı nasıl yaşayacaklarını öğrenirken rastladıkları yedi kelimeydi dillerine dolanan. Biri başlayınca diğerinin bitirdiği cümle ikisinin bir olma yolunu keşfedişlerinde ki yol haritalarıydı. Söylüyorlardı çünkü biri sarılmayı unutursa diğeri hatırlatmalıydı. Çünkü sarılmadan bir olunmazdı.
Yorgun bedenleri sarılırken sendelediğinde, gülümsediler. Dile getirmeseler de bakışmak için çok geç bir saat olduğunu idrak edip merdivenlere yöneldiler. Yan yana yatağa uzandıklarında masum bir iyi geceler öpücüğü birleştirdi dudaklarını. Anlık mutlulukları kalplerine siper edip, sarılarak uyudular. Yarının neler getireceğini düşünmenin kimseye faydası yoktu, gün bu gündü ve hak ettiği gibi yaşanmalıydı.
"Nefret ediyorum senden anlamıyormusun?"dedim titreyen korku dolu sesimle
"Sevemiyorum ben seni olmuyor işte artık vazgeç benden izin ver gideyim"dedim artık bağırmaktan kısılan sesimle gözlerimden yaşlar durmuyordu hıçkırıkların arasında kaybolmuştum...benim isyan etmemin aksine o bana acıyan gözlerle bakıyordu ne kadar acizdim
Kolumu tutan elinden kurtarıp kapıya doğru koştum belime sarılan kollar buna mani oldu kafasını boynuma gömerek derin nefes a
ldı
"Veremem....."
"Eğer benden gitmeye kalkarsan seni odaya bile zincirlerim ama izin vermem"dedi korkudan ne yapıcağımı bilmiyordum artık yaşamak istemiyordum bu adamın esiri olmaktan bıkmıştım....