''Her yeri sırılsıklam olmuştu. Zaten böylesine bardaktan boşanırcasına yağan yağmurda aksi bir durum düşünülemezdi. İnsanın içini ürpertecek kadar ıssız ve kasvetli o yolda yürürken ruhu bedeninden ayrılmışçasına özgür ve bir o kadar da yalnız hissediyordu. Kendi ruhunu bile bedeninde bulamazken nasıl olacaktı da yalnız hissetmeyecekti ki? Ay ışığı tenine vuruyor, rüzgâr soluğunu kesiyor, soğuk içine işliyordu. Böylesi daha iyi, diye düşündü çünkü yaşadığını ancak bu anlarda hissedebiliyordu.'' Kaçırılmış ve hafızasını kaybetmiş bir genç kız... Bütün bu zorlukların üzerine gördüğü çarpıcı rüyalar... Karanlık girdaplarda süzülürken onu oradan çıkartabilecek tek bir kişinin olduğunu biliyordu. Fakat düşlerinde gördüğü, yüzünü dahi bilmediği bu adamın kurtuluş olduğuna nasıl bu kadar emindi? Onu kaçıran, hafızasını yitirmesine yol açan kişinin bu adam olmadığı ne malumdu? Halüsinasyonlarla baş etmek yeterince zorken bir de ne olduğunu dahi bilmediği bir şeyin yokluğuyla cebelleşiyordu. Kendini tamamen kaybetmesinin ise an meselesi olduğunu biliyordu. Bu sırrı çözmeli, tekrar aydınlığa kavuşmalıydı. Kendisini tekrar bulmalıydı. Bilincini kaybetmemeliydi. Uyanmalıydı. HEMEN uyanmalıydı.All Rights Reserved
1 part