Biri için ölmeyi bile göze almışken ölememek gibiydi tüm yaşadıkları. Çaresiz, kimsesiz... Cesur olmak için her şeye sahipti. Cesaret için gerekli olan tek şey vardı o da kaybedecek hiç bir şeyinin kalmamasıydı. Devlet için çalışan bir askerken her şeyi geride bırakmış kimsesiz bir adama dönüşmüştü. Hamile karısı gözlerinin önünde öldürüldüğünde canı da acısıda taşlaşmıştı. Yarım kaldığı an bitmişti o, karanfil kokusu köz kokusu olmuştu. "Sakın dönme arkana. Sarıl bana." Usulca yaklaştı karşısında duran uzun adama. İnce kolları kaslı bedeni sıkıca sardı. Titriyordu... "Karanfil kokuyorsun." Dedi. Kokusunu derin derin içine çektiğinin farkında değildi.