"Bu odada olan bu odada kalır kadın!" Ufak bir baş hareketiyle onayladım. Köyün en deli celallisine, hele ki göz göre göre can düşmanıma varırken zaten bütün bu sözlere 'he' demeyi de baştan kabullenmiştim. "Bu odada olan bu odada kalır," dedim usul baş hareketimle onu onaylamaya devam ederken ince bir iğnelemeyle. "Peki senin öfken? Senin nefretin?... Bu evliliğin dışında kalacak mı artık?" Kelimelerim net ve soğuk olsa dahil sırf bu istek için yalvarabileceğim aşikardı. Son kalan mesafeyi de kapatıp, gerilmiş erkekliğini sızlayan kasıklarımda hissettirecek şekilde vücudumla tanıştırdığı vakit, ilk defa birine bu kadar yakın temas etmenin verdiği irkilmeyle derin ve titrek bir nefes aldım ama kaçmadım. Kaçmak bana haramdı. "Hayır," dedi zevkle, fakat bu zevk sadece intikam kokuyordu, bir intikam bir adama ancak bu kadar zevk verebilirdi. Sözlerinin devamı ise yangınımdı. "Sen benim nefretimle sevişeceksin."