Oysa konuşsak ya da dokunsak
birbirimize
çekip gidecekti içimizdeki o korkunç noksanlık.
"Cihan'a bu duygular,hisler çok yabancıydı. Cihan böyle bir şeyin olmasına ihtimal vermiyor,ne demek en yakınına,Tuğrul'a aşık olmak. Fakat bu duyguları başka bir şekilde adlandıramıyor. Ulaş var,ona öyle hissetmiyor,bu farklı. İçi içini yiyor. Bir bok çukuruna düşmüş gibi hissediyor. Nereye dönse bataklık. Cihan böyle hissettiği için kendine çok kızıyor. Bu duyguları farkettiğinden beri,artık eskisi gibi davranamıyor. Tuğrul'la iki dakika göz göze kalamıyor,fark edilir diye ödü kopuyor. Artık ona dokunamıyor bile,eskisi gibi boynuna atılamıyor. Ne demek boynuna atılmak? Düşüncesi bile kalbini hızlandırmaya yetiyor. Sinemada yanına oturmuyor,dizleri birbirine değmesin diye. Eskisinden daha samimi Ayşegül'le,tüm ilgisini ona vermeye çalışıyor. Olmuyor,aklı fikri onda. Yenemiyor duygularını Cihan,nerede görülmüş aşkın yenildiği?"
Tuğrul & Cihan
adam 9 yıl sonra bir kızı olduğunu öğrenip mardinden istanbula yola çıkmıştı.
9 yıl önce boşandığı karısının evinin önüne gelince açık kahve saçları dağılmış ağlamaktan kızarsn yanakları olan küçük bir kız gördü.
k ız kafasını kaldırıp baktığında adam olduğu yerde sendeledi bu oydu minik kızı...
yeni kurguma merhaba diyin bakalım nasıl bulacaksınız
❗‼️taciz tecavüz gibi şeyler yok kitabımda‼️❗