İki Hayat
  • Membaca 15
  • Suara 4
  • Bagian 1
  • Membaca 15
  • Suara 4
  • Bagian 1
Sedang dalam proses, Awal publikasi Jan 04, 2022
30 Nisan 1979 

Orhan bey okul bittikten sonra ailesinin yanına döndü. Ailesi köyde yaşıyor olunca Orhan ilk okulunu ve orta okulunu orda okuyup lise,üniversite için de şehire taşınıp yurtta kalarak okulunu bitirmişti. Elinde ki küreği tutarak biraz doğrulup küreğe yaslandı. "Anam bu sebzelerin dikilme zamanı olduğuna emin misin?" Diye sormuştu. Annesi Nesrin hanım efendi "Eh be oğlum şuna yoruldum azıcık dinlenelim anam desene" diyip çömeldiği yerden kalkıp eteklerini silkeleyip "Hadi gidip de az oturalım bir kahve yapayım hemde ben sana" demiş ve oğlunun koluna girmişti. Babası Ahmet bey komşusu İdris bey ile tavla oynayıp kendilerine yardım etmiyordu. Annesi çok dert yansa da Orhan anasına "Ben burdayım ya anam ondan böyle eder babam" diyordu. Doğru söylüyordu ama Nesrin hanım az oğluyla dertleşeyim istiyordu ondan böyle ediyordu. 

.....


Aradan uzun bir zaman sonra öğretmenlik ataması yapılınca İstanbul yolu gözüktü Orhan'a ve pılısını pırtısını toplayıp gitti. 
İstanbulda okuluna yakın bir yerden ev tuttu. İlk evi tutacakken ev sahibi Erkek bekar adam diye vermek istemedi ama sonra Orhan anasıyla birlikte geldiği için ev sahibini Nesrin hanım ikna edip tutmuşlardı. 

Aradan gel zaman git zaman bir gün okula gitmek için dolmuş beklediği durakta nefes sesi duyup yönünü çevirip ses dönmüştü. İşte ilk aşkı Leyla'sıyla orada karşılaşmıştı. Uzun bir süre Leyla'yı izledi. Leylanın üzerinde bol paça pantalonu ve mavi kazağı vardı. Saçları dağınık bir örgüye sahipti çünkü Leyla okuluna geç kalacağım diye acele ile saçını dağınık şekilde örmek zorunda kalmıştı. Orhan bir diğer duyduğu sese bakınca dolmuş gelmişti ama Orhan'ın bineceği dolmuş değildi. O dolmuşa Leyla aceleyle bindikten sonra cam kenarına oturduğu vakit kafasını camdan tarafa çevirdiği vakit Orhan'ı gördü. Orhan ona büyülenmişcesine bakıyordu ama Ley
Seluruh Hak Cipta Dilindungi Undang-Undang
Daftar untuk menambahkan İki Hayat ke perpustakaan Anda dan menerima pembaruan
or
#46orhan
Panduan Muatan
anda mungkin juga menyukai
GECENİN İZİ oleh hisssizyazar
28 Bagian Sedang dalam proses
Yağmur yağıyor, her yeri sel alıyordu. Sokaktaki insanlar ıslanmamak için oradan oraya koşuyor, trafik arabalar sayesinde tıkanıyordu. Şemsiyesi olan insanlar rahat bir şekilde yolda yürüyordu. Şemsiyesi olmayanlar ise şanssızdı. Yağmurdan ıslanmamak için korunacak yer arıyorlardı. Şemsiyesi olmayan, elinde kalın hukuk kitapları, üzerindeki deri ceketi ile rahatça yürüyordu İzem. Acelesi yoktu. Islanmayı seven biriydi. Küçükken babası onu sokağa attığında yağmurun altında kendi kendine eğlenir, biriken suların üzerine zıplardı. Uzun kahverengi saçları ıslanıp birbirine karışmıştı. Elindeki hukuk kitapları çantasına sığmadığı için elinde sımsıkı tutuyor, ıslanmamaları için boynundaki kahverengi atkıyı kitaplarına siper ediyordu. İzem Karasu. Üniversite son sınıf öğrencisiydi kendisi. Yirmi üç yaşında, geleceğinin hayallerini kuran ve başarılı bir savcı olmayı hedefleyen bir hukuk öğrencisiydi. Son yılının bitmesine ve mezun olmasına sadece aylar kalmıştı. Metro durağına inen yürüyen merdivenleri görene kadar normal hızda yürümeye devam etti. Yürüyen merdivenler gözüne çarpar çarpmaz adımlarını hızlandırdı. İzem dışarıdan çok sert görünürdü. Bakışları her zaman insanlara nefretle bakardı. Oysaki sıcakkanlı biriydi. Sevdiklerine karşı çocuksu olurdu. Merhametli ve sevecendi. Soğuk olduğu insanlara acımazdı. Metro durağına geldiğinde metro gelmişti bile. İnsanlar birbirlerini ittirerek metroya ulaşamaya çalışıyordu. Sanki birbirlerini itmeseler metroya binemeyecek gibi bir halleri vardı. .....
AMED'İN MEZOPOTAMYASI  oleh mezopotamyali_yazar
50 Bagian Sedang dalam proses
Evin ise yediği tokatın şiddetiyle yere düşmüştü. Dudağının kenarı yeni bir darbe alırkende Kazım Ağa saçlarından koparırcasına tutup Evin'i kaldırmıştı. Nefret dolu gözlerle de Evin'in gözlerinin içine bakmıştı. Evin onun düşmanıymışcasına ... Ki Evin, Kazım Ağa'nın düşmanı olmuştu da . Amcaoğlu Armanç kızı Berze'yi kaçırdığı için . Bu da ister istemez Kazım Ağa'nın dahada çok öfkelenmesine neden oluyordu. Evin'e ise bedel ödemek düşüyordu ... Kazım Ağa karşısında olan genç kızın yeğeni olduğunu unutarak ona düşman gözüyle bakıyordu. Saçlarından sürükleye sürükleye ... Evin ise daha fazla dayanamayıp küçük bir kız çocuğu misali sesli bir şekilde ağlamaya başlamıştı . Babası ve abisi saçlarını okşamaya bile kıyamazdı . Peki ya karşısındaki adam ??? O işte tam tersiydi ... Öz be öz dayısı olan Kazım Ağa hiç acımadan Amed sokaklarında saçlarından sürüklüyordu . Zagros konağına götürmek için... Evin'in , Zagros konağına gitmemek için yere düşüp yaralanmalarını umursamadan . Zagros konağının önüne gelmeleriylede Kazım Ağa , Evin'i bir paçavra misali avluya atmıştı. Evin'in bedeni soğuk zeminle buluşurkende yüzüne daha fazla darbe almamak için avuç içlerinden güç almıştı. Gözlerine iki çift siyah kunduranın belirmesiylede Evin yavaşça başını kaldırmıştı . Gördüğü iki çift gözlede utançla başını eğmişti . Amed Zagros... Kazım Ağa onu Amed'in ayaklarının önüne atmıştı. "" Armanç iti Berze'yi kaçırmış !!!"" Dedi Kazım Ağa . "" Berze'ye karşılık Evin !!!"" Dedi nefretle . KİTAP YAYINLAMA=21 TEMMUZ 2023 WATTPAD PLATFORMUNDA YAZILAN AMED'İN MEZOPOTAMYASI ADLI İLK VE TEK KİTAP!!!
anda mungkin juga menyukai
Slide 1 of 10
GECENİN İZİ cover
Hapisteki Emanet (KARADENİZ SERİSİ-I) cover
Türk'ün Kızı (Gerçek Ailem) cover
AMED'İN MEZOPOTAMYASI  cover
SEKRETER cover
Lavin cover
Mafya Bey'im/Texting✔️ cover
Zorba'nın Özel Asistan'ı  cover
Kocamın Patronu cover
Kara Gül  cover

GECENİN İZİ

28 Bagian Sedang dalam proses

Yağmur yağıyor, her yeri sel alıyordu. Sokaktaki insanlar ıslanmamak için oradan oraya koşuyor, trafik arabalar sayesinde tıkanıyordu. Şemsiyesi olan insanlar rahat bir şekilde yolda yürüyordu. Şemsiyesi olmayanlar ise şanssızdı. Yağmurdan ıslanmamak için korunacak yer arıyorlardı. Şemsiyesi olmayan, elinde kalın hukuk kitapları, üzerindeki deri ceketi ile rahatça yürüyordu İzem. Acelesi yoktu. Islanmayı seven biriydi. Küçükken babası onu sokağa attığında yağmurun altında kendi kendine eğlenir, biriken suların üzerine zıplardı. Uzun kahverengi saçları ıslanıp birbirine karışmıştı. Elindeki hukuk kitapları çantasına sığmadığı için elinde sımsıkı tutuyor, ıslanmamaları için boynundaki kahverengi atkıyı kitaplarına siper ediyordu. İzem Karasu. Üniversite son sınıf öğrencisiydi kendisi. Yirmi üç yaşında, geleceğinin hayallerini kuran ve başarılı bir savcı olmayı hedefleyen bir hukuk öğrencisiydi. Son yılının bitmesine ve mezun olmasına sadece aylar kalmıştı. Metro durağına inen yürüyen merdivenleri görene kadar normal hızda yürümeye devam etti. Yürüyen merdivenler gözüne çarpar çarpmaz adımlarını hızlandırdı. İzem dışarıdan çok sert görünürdü. Bakışları her zaman insanlara nefretle bakardı. Oysaki sıcakkanlı biriydi. Sevdiklerine karşı çocuksu olurdu. Merhametli ve sevecendi. Soğuk olduğu insanlara acımazdı. Metro durağına geldiğinde metro gelmişti bile. İnsanlar birbirlerini ittirerek metroya ulaşamaya çalışıyordu. Sanki birbirlerini itmeseler metroya binemeyecek gibi bir halleri vardı. .....