30 Nisan 1979 Orhan bey okul bittikten sonra ailesinin yanına döndü. Ailesi köyde yaşıyor olunca Orhan ilk okulunu ve orta okulunu orda okuyup lise,üniversite için de şehire taşınıp yurtta kalarak okulunu bitirmişti. Elinde ki küreği tutarak biraz doğrulup küreğe yaslandı. "Anam bu sebzelerin dikilme zamanı olduğuna emin misin?" Diye sormuştu. Annesi Nesrin hanım efendi "Eh be oğlum şuna yoruldum azıcık dinlenelim anam desene" diyip çömeldiği yerden kalkıp eteklerini silkeleyip "Hadi gidip de az oturalım bir kahve yapayım hemde ben sana" demiş ve oğlunun koluna girmişti. Babası Ahmet bey komşusu İdris bey ile tavla oynayıp kendilerine yardım etmiyordu. Annesi çok dert yansa da Orhan anasına "Ben burdayım ya anam ondan böyle eder babam" diyordu. Doğru söylüyordu ama Nesrin hanım az oğluyla dertleşeyim istiyordu ondan böyle ediyordu. ..... Aradan uzun bir zaman sonra öğretmenlik ataması yapılınca İstanbul yolu gözüktü Orhan'a ve pılısını pırtısını toplayıp gitti. İstanbulda okuluna yakın bir yerden ev tuttu. İlk evi tutacakken ev sahibi Erkek bekar adam diye vermek istemedi ama sonra Orhan anasıyla birlikte geldiği için ev sahibini Nesrin hanım ikna edip tutmuşlardı. Aradan gel zaman git zaman bir gün okula gitmek için dolmuş beklediği durakta nefes sesi duyup yönünü çevirip ses dönmüştü. İşte ilk aşkı Leyla'sıyla orada karşılaşmıştı. Uzun bir süre Leyla'yı izledi. Leylanın üzerinde bol paça pantalonu ve mavi kazağı vardı. Saçları dağınık bir örgüye sahipti çünkü Leyla okuluna geç kalacağım diye acele ile saçını dağınık şekilde örmek zorunda kalmıştı. Orhan bir diğer duyduğu sese bakınca dolmuş gelmişti ama Orhan'ın bineceği dolmuş değildi. O dolmuşa Leyla aceleyle bindikten sonra cam kenarına oturduğu vakit kafasını camdan tarafa çevirdiği vakit Orhan'ı gördü. Orhan ona büyülenmişcesine bakıyordu ama LeySeluruh Hak Cipta Dilindungi Undang-Undang