Kiraz Mevsimi: Bana Ayaz de
  • Reads 10,945
  • Votes 442
  • Parts 9
  • Reads 10,945
  • Votes 442
  • Parts 9
Ongoing, First published Jan 02, 2015
Kiraz Mevsimi dizisinin aynısı değildir sadece karakterleri ve isimleri aynıdır. Olaylar farklıdır tamamen hayran kurgu :) :) Umarım seversiniz <3


Çok souktu heryerim sırımsıklamdı. Islak saçlarım yüzünden başıma ağrılar saplanıyordu. Kapıyı açtı ve bana baktı ''Gir '' dedi başımı hafifçe kaldırıp masumca gözlerine baktım hala souktan titriyordum. '' Hadi girsene '' dediğinde sıçramıştım bağırmamıştı ama onu tanımıyordum ve korkuyordum. Belkide korkmamalıyım çünkü bana o karanlıkta ve çaresizliğimle yanlız bırakmayan tek kişiydi. O yamurda sokakta ağlayan bir kıza yardım etmek için duran tek kişi oydu. Ona teşekkür edecek cesareti bile daha bulamamıştım. Düşüncelerimden arınıp içeri yavaşça girdim. Evi çok güzeldi koltuğa oturdu ve bana baktı. Sonra gözlerini devirerek oturmam için işaret etti. Yavaşça beyaz koltuğa kendimi bıraktım.
''Üşüyorsun sana giyecek kuru giysiler verebilirim'' başımı kaldırmadan olumsuzca salladım '' Peki '' dedi.
''Tek başına mı yaşıyorsun ? '' diye sorduğumda gözlerime bakarak başını salladı '' Adın ne ?
'' Bana Ayaz de '' dedi derin bir nefes alarak
All Rights Reserved
Sign up to add Kiraz Mevsimi: Bana Ayaz de to your library and receive updates
or
Content Guidelines
You may also like
^^ BERZAH ^^ (DÜŞ SERİSİ 1) by pervane0130
73 parts Complete
Erkek egemenliğinin hakim olduğu topraklarda , bir yaşam uğruna feda edilen, hayallerine ve umutlarına zalimce balta vurulan gencecik, masum bir kızın hikayesi.. & Ait olduğu topraklardan acımasızca söküldüğünde küçücük bir tomurcuktu. Susuz bırakılmış ve günden güne solmaya yüz tutmuştu narin yaprakları. Gece, üzerini örten bir kefendi. Gün ışığı ise acımasız bir zebani... Acılarının günün birinde ona baharı getireceğini bilmeden hoyratça harcıyordu gözyaşlarını. Her gün ve her gece... Aldığı her soluk nefret kokuyordu. Öfke ve hayal kırıklığı kol geziyordu damarlarında. Bu topraklarda daha niceleri solup gitmişti onun gibi biliyordu. Birileri nefes almaya devam edebilsin diye kaç masum göz göre göre nefessiz bırakılmıştı. İlk değildi. Son da olmayacaktı. Bu toprakların yazgısı böyleydi. Umudu ve inancı günden güne törpüleniyordu. O ele avuca sığmaz haşarı kalbinin, her gün biraz daha karanlığa gömüldüğünü hissediyordu. Öylesine umutsuzdu ki; içine hapsolduğu karanlığı kabullenmeye ve kendini kaderin ellerine bırakmaya hazırdı. İçi, fırtınalı bir sonbahar gibiydi. Solgun, hırçın, dağınık ve soğuk... Mucizelere inanmazdı. Ancak doğmasını istemediği bir günün sabahında mucizesi onu buldu. O gün zifiri karanlığına minicik bir ışık huzmesi ilişti. Öylesine muhtaçtı ki; öyle yalnız ve yaralı... Hiç düşünmeden gördüğü o ufacık, cılız ışığın gölgesine sığındı. O ışığın uğrunda sürüklendi, parçalara bölündü, tükendi. Ama yine de pes etmedi. Yaradan'ın ona armağan ettiği umuda sıkıca tutundu. Yorgun ruhu umut vadeden o küçücük ışığın ruhuna koca bir ilmek attı ve onu kalbinin en derinine ilikledi. O andan sonra umut dolu yanı karamsar yanına el salladı. Ve güneş, tüm sıcaklığı ile soğuk yalnızlığının üzerine doğup, karanlığını ışığa boğdu.
You may also like
Slide 1 of 10
^^ BERZAH ^^ (DÜŞ SERİSİ 1) cover
BANA KENDİMİ VER cover
orenda +21 cover
Takıntı cover
GÜNAHA DAVET ( +24 ) cover
Komutan mı? /Yarı Texting  cover
Çilem cover
Yaren'im cover
Beyefendi /yarı texting/  ~FİNAL~ cover
Delibal cover

^^ BERZAH ^^ (DÜŞ SERİSİ 1)

73 parts Complete

Erkek egemenliğinin hakim olduğu topraklarda , bir yaşam uğruna feda edilen, hayallerine ve umutlarına zalimce balta vurulan gencecik, masum bir kızın hikayesi.. & Ait olduğu topraklardan acımasızca söküldüğünde küçücük bir tomurcuktu. Susuz bırakılmış ve günden güne solmaya yüz tutmuştu narin yaprakları. Gece, üzerini örten bir kefendi. Gün ışığı ise acımasız bir zebani... Acılarının günün birinde ona baharı getireceğini bilmeden hoyratça harcıyordu gözyaşlarını. Her gün ve her gece... Aldığı her soluk nefret kokuyordu. Öfke ve hayal kırıklığı kol geziyordu damarlarında. Bu topraklarda daha niceleri solup gitmişti onun gibi biliyordu. Birileri nefes almaya devam edebilsin diye kaç masum göz göre göre nefessiz bırakılmıştı. İlk değildi. Son da olmayacaktı. Bu toprakların yazgısı böyleydi. Umudu ve inancı günden güne törpüleniyordu. O ele avuca sığmaz haşarı kalbinin, her gün biraz daha karanlığa gömüldüğünü hissediyordu. Öylesine umutsuzdu ki; içine hapsolduğu karanlığı kabullenmeye ve kendini kaderin ellerine bırakmaya hazırdı. İçi, fırtınalı bir sonbahar gibiydi. Solgun, hırçın, dağınık ve soğuk... Mucizelere inanmazdı. Ancak doğmasını istemediği bir günün sabahında mucizesi onu buldu. O gün zifiri karanlığına minicik bir ışık huzmesi ilişti. Öylesine muhtaçtı ki; öyle yalnız ve yaralı... Hiç düşünmeden gördüğü o ufacık, cılız ışığın gölgesine sığındı. O ışığın uğrunda sürüklendi, parçalara bölündü, tükendi. Ama yine de pes etmedi. Yaradan'ın ona armağan ettiği umuda sıkıca tutundu. Yorgun ruhu umut vadeden o küçücük ışığın ruhuna koca bir ilmek attı ve onu kalbinin en derinine ilikledi. O andan sonra umut dolu yanı karamsar yanına el salladı. Ve güneş, tüm sıcaklığı ile soğuk yalnızlığının üzerine doğup, karanlığını ışığa boğdu.