Burası sırlar kasabası gibidir. Minval'e herkes cebinde bir sırla girer. Onu iyi sakla çünkü burada kimse sırların ortaya çıkmasını sevmez. Minval'in en büyük ironisidir bu.
İnsanlar bir çok şeyi kaybedebilirdi. Çorabının tekini, tel tokalarını, ellerindeki telefonu, kumandayı, duygularını, hislerini ve sevdiklerini. Şüphesiz hepsi çok zordu. Mezarın başında dikilmiş 6 genç, 6 yabancı ve 6 benzer... amaçları savaşmak, düşman kesilmek ama şimdi bir aradalar. Tüm ayrılıklara, tüm hatıralara ve kesiklere rağmen hayat sırıtarak onları bir araya getiriyordu. Yapmaları gereken tek şey el ele tutuşmakken birbirlerini iterek yeniliyorlar hayata. Mezarın altındaki bedenin anlatmak istediği şeyde buydu ama kulaklarını kapadılar. Beste o gece hapları yutarken yalnızlıktan yakınmış, ardındakilere kalabalıklar dilemişti ama mektubu açan hiç olmamıştı. Hayat oyunu kurmuş, taşları dağıtırken birisini çalmıştı. İyi şanslar 6 benzer.
Bazen küçük kasabalar, büyük şehirlerden daha tehlikeli olabilir.