Genç kadın dışarıya çıkmış, rüzgarın esintisinin tadını çıkartıyordu. Etrafına baka baka yol alıyordu. Az daha yol aldıktan sonra karşısına çıkan maskeli adama bakakaldı. Genç kadının çığlık atmasına fırsat kalmazken kendini yerde baygın buldu. Gözlerini açtığında ise gördüğü şey ürkütücüydü. Daha doğrusu etrafın karanlık olmasından dolayı hiç bir şeyi göremiyordu. Kim onu neden kaçırmıştı? Genç kadın bunu korkuyla düşünürken tek bildiği arkasında kalın ipten bağlanmış ellerini hareket etmemesiydi. Bir süre bekleyişle bağırıp, çağırırken o sesi duydu. Duyduğu ses kibrit çöpünü yaktığında çikan çıt sesiydi. Bu karanlık adamın elinde tutuğu o ufak kibrit çöpü yalnızca ufacık yeri aydınlatabiliyordu. Genç kadın korkuyla, oluşan bu ışığa bakışlarını çevirdiğinde kibrit sönmüştü. Şimdi duyduğu ses ise adım sesiydi. Bu adımlar beton taşın üzerinde oldukça korkunç ses çıkartıyordu. Odanın boş olmasından dolayı sesler yankılanıyordu. Bir kaç adım attıktan sonra bu karanlık adam durdu ve elindeki kibrit kutusundan bir çöp daha çıkartıp, bir çıt daha yaktı, sonra o da söndü. Şimdi bu karanlık adam kibrit kutusunu açıp bir çıt daha yaktı. Bu sefer kibrit çöpünü avucuna doğru yaklaştırdı. Yaklaştırdı, yaklaştırdı. Genç kadın, gözlerini avucun içine dikti. Avucun içinde yazan yazıyı sesiz bir şekilde mırıldandı. "Bana inan!" *** Ya o haklı çıkıcaktı yada başkası. Ya o suscaktı yada başkası. Ya o yaşıyacaktı, yada başkası ölücekti. Sizce doğruları göstermek mi zor? Yoksa bu doğrulara inanmak mı zor? KURGUMUN İLK 8 BÖLÜMÜ İSTANBUL'DA DEVAMI İSE MUĞLA'DA GEÇMEKTETİR. İT'S OVER